Türkiye, bölgesindeki etkinliği arttırmak amacıyla son dönemde Ortadoğu bölgesinde işbirliğine yönelik bir adım atmıştı. Türkiye, Suriye, Lübnan ve Ürdün'e çağrı yaparak, Doğu Akdeniz ülkeleri olarak "Levant Doğu Akdeniz Dörtlüsü Projesi"ni ortaya koyarak, bu ülkeleri ekonomik işbirliğine davet etti. Asean, Mercosur, Nafta, Efta ve Comesa benzeri bu modelle, ileriki dönemde Irak ve Katar gibi diğer bölge ülkeleriyle de ekonomi bir bağ kurarak, ticareti serbestleştirmeyi amaçlıyor.
Malların ve kişilerin bu dört ülke arasında serbest dolaşımını sağlayacak olan Levant Birliği'nin temeli 11 Haziran 2010'da İstanbul'da yapılan bir toplantıyla atılmıştı. Önceki gün yapılan DEİK (Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu) Genel Kurulu'nda gerek DEİK İcra Kurulu Başkanı Rona Yırcalı ve TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ve gerekse Devlet Bakanı Ali Babacan, konuşmalarında Levant Dörtlüsü'nden bahsetti. Anlaşılıyor ki, hem iş dünyası hem de hükümet bu işe büyük önem veriyor. Levant Dörtlüsü, dört ülke arasında ekonomik konularda ortak bir işbirliği platformu olarak hizmet vermek üzere kişilerin de serbest dolaşımını öngören bir çerçevede hayata geçiriliyor. Başbakan Erdoğan’ın "Schengen benzerini biz de yapalım" sözünden hareketle DEİK'in mimarlığını yaptığı Levant Birliği’nde 14 başlık altında 75 proje siyasi, ekonomik ve kültürel olmak üzere üç ana gruba ayrılmış ve her bölüm için de entegrasyon liderlerliği yapması için çeşitli isimlere teklif götürülmüştü.
Hariri'den teklif: Beyrut merkez olsun
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün de destek verdiği projede bahsi geçen ülkelerde çok sevilen bir isim olması nedeniyle kültür elçiliği için Türkan Şoray'a teklif götürülmüştü. Bunun gibi spor ve eğitim alanlarında da birer elçi belirlenecek ve entegrasyon süreci bu isimlerle yürütülecek. Girişimin Türkiye ayağını yürüten DEİK ve TOBB'un 14 başlıkta belirlediği 75 proje arasında, Mersin-Basra demiryolu ve otoyolu, Hicaz demiryolu ıslahı, Mersin-Suriye ve Mersin-Beyrut feribot seferleri, Mersin ve Antep’ten Şam, Beyrut ve Amman’a uçak seferleri, ortak sanayi bölgeleri kurulması, bankaların karşılıklı şube açmasını kolaylaştırmak, Ortak Levant Bankası, bölge şirketlerinin İMKB’de kote edilmesi, Doğu Akdeniz Tahkim Merkezi, ileri tarım teknikleri konusunda know-how transferi, ortak petrol arama-çıkarma faaliyetleri, ülkelerarası mal ve hizmet hareketlerinin önündeki tarife dışı engellerin belirlenmesi ve kaldırılması, ülkeler arası gümrük kapıları modernizasyonu ve bekleme sürelerinin asgariye indirilmesi gibi pek çok konu var. Bunların yanı sıra TÜBİAK'ın diğer ülkelerdeki ilgili kurumlarla biraraya gelmesi, film festivalleri düzenlenmesi ve Levant Kupası gibi spor karşılaşması düzenlenmesi de düşünülüyor. Bu projeler, diğer ülke liderlerine sunulmuş. Levant Dörtlüsü'nün 2011'deki ilk toplantısı şubatta Şam'da, martta ise Amman'da yapılacak. Dörtlü için ilginç bir teklif de Lübnan Başbakanı Saad Hariri'den gelmiş. Levant Dörtlüsü'nün merkezinin Beyrut olarak belirlenmesi halinde, bu işbirliği için 1 milyon doları vereceği sözünü vermiş.
Proje, ticarete de ivme kazandırır
Türkiye, Ürdün, Suriye ve Lübnan'ın toplam GSYH'sı 708 milyar dolar, 2015'te bu dört ülkenin toplam ekonomik büyüklüğü 1.5 trilyon dolara ulaşacak. TÜİK verilerine göre, bu dört ülke arasındaki ticaret Türkiye lehine. Türkiye, 2009'da Suriye'ye 1 milyar 424 milyon 611 bin dolar ihracat yaparken, Suriye'den 327 milyon 681 bin dolar ithalat yapmış. Lübnan ile arasındaki ticaret hacmi ise 2009'da 795 milyon 254 bin dolar olmuş. Türkiye, Lübnan'a 686 milyon 454 bin dolarlık ihracat yaparken, 108 milyon 800 bin dolarlık ithalat yapmış. Türkiye, 2009'da Ürdün'e 455 milyon 928 bin dolar ihracat yaparken, ithalatı ise 20 milyon 354 bin dolarda kalmış. İkili ticaret rakamları düşük seviyelerde, ancak karşılıklı istek ve işbirliği sayesinde önemli rakamlara ulaşması zor değil. Türkiye'nin sancılı da olsa dönüşürken ve değişirken, çevresindeki ülkeleri de dönüştürüyor olması takdire değer.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder