Dünyanın gelişmiş ülkeleri ilaç firmaları ile doktorlar arasındaki ilişkileri yeniden düzenlemek yönünde son zamanlarda yoğun çaba harcıyor. İlaç sanayi ile doktorlar arasındaki çalışma kuralları yeniden tanımlanırken, doktorların herhangi bir ilacı reçeteye yazması, tavsiye etmesi veya almaya yönlendirmesi kesin kurallara bağlanıyor. Amaç, doktorlara hediye verilmesini, yemek ve seyahat harcamalarının karşılanmasını sona erdirmek, şeffaflık getirmek ve ilaç sektörünün doktorların ilaç seçme kararını etkilememesini sağlamak.
Yasaklama yetmez takip de gerekli
Bunun en son örneğini geçen hafta ABD’den gelen haberlerde gördük. ABD, şu sıralarda tanıtım adı altında ilaç firmalarından para alan doktorları sıkı takibe almış durumda. Amerika İlaç Araştırma ve Üreticileri Derneği’nin (The Pharmaceutical Research and Manufacturers of America) yeni tüzüğüne göre, ilaç firmalarının doktor ve sağlık kuruluşu çalışanlarına firma ismi yazılı kalem, defter, saat, çakmak, anahtarlık gibi eğitim amaçlı olmayan promosyon ürünlerinin verilmesini yasakladı. Şeffaflık adına ABD’li Cleveland, bünyesinde çalışan 1800 kişinin ilaç firmalarıyla olan finansal ilişkilerini internet sitesinde sürekli olarak açıklayacağını duyurdu. Stanford Üniversitesi ilaç temsilcilerini 2006'da binalarına sokmama kararı almış. Ayrıca, aynı üniversite doktorlarının ilaç firmaları için ücretli tanıtıcı sunum ve konferans vermeleri de yasak. Ancak, yasaklamaların ötesinde iyi bir takip mekanizması da kurmak gerekiyor. Zira üniversitelerin doktorları izleme noktasında eksik kaldığı, bu kuralları çiğneyen yüzlerce doktor olduğu ve 100 binlerce dolar kazanç sağladığı biliniyor.
İngiltere'de de kısıtlama var
ABD’nin bu kararının yanı sıra İngiliz İlaç Endüstrisi Birliği (Association of the British Pharmaceutical Industry) de, ilaç firmaları ve doktorların ilişkilerini düzenleyen yasada çeşitli düzenlemelere gitti. İlaç firmalarına doktorlara konuşma, danışmanlık ve kongre sponsorlukları için yaptıkları tüm harcamaların miktarını ve sayısını açıklama mecburiyeti getirdi. İlk zorunlu açıklama 2013’te 2012’de yapılan ödemeleri ortaya koyacak. Getirilen diğer kısıtlamalar arasında ilaç firmalarının doktorlara verdiği kupa, kalem, not defteri gibi ürünlerle ilgili. Sadece pahalı olmayan ve resmi hasta destek programlarında kullanılan ürünlere izin veriliyor. Ayrıca, ürünlerin üzerinde sadece üretici firmanın ismi yer alacak, ilaç adı bulunmayacak.
İspanya'da ise Halk Sağlığını Koruma Dernekleri Federasyonu adlı kuruluş öncülüğünde ilaç firmalarının promosyonlarına karşı No Gracias (Hayır Teşekkürler) isimli bir platform oluşturulmuş. Avustralya’da ilaç firmalarının direkt sponsorluğu sona erdirilmeye çalışılırken, ilaç firmalarının binlerce genel pratisyenlik eğitimine sponsor olduğu iddia ediliyor. Hatta İngiltere’deki doktor eğitimlerinin yaklaşık yarısının ilaç firmaları tarafından desteklendiği de iddialar arasında.
Yönetmelik unutturulmaya mı çalışılıyor?
Peki, bu konuda Türkiye'de neler oluyor, Türkiye neler yapıyor? Türk Tabipleri Birliği, Sağlık Bakanlığı ve Araştırmacı İlaç Firmaları Derneği'nin doktorlara pahalı hediye verilmesini yasaklayan birtakım etik ilkeleri var ama bunlara uyulduğu söylenemez. Birçok ülkede tıp kurumları ve doktorlar çeşitli girişimlerde bulunurken, bizde bu konuda ne doktorlardan ne ilaç endüstrisinden ses çıkmıyor. Anlaşılan durumdan herkes memnun ve alan razı satan razı durumu söz konusu.
Mayıs 2009'da beşeri ilaçların tanıtım faaliyetleri hakkında bir yönetmelik hazırlandı. Rivayet o ki, tanıtımın ilke ve esaslarını epey kapsamlı şekilde anlatan bu yönetmeliğin kabul edilerek yürürlüğü girmesi birtakım lobiler tarafından engellendi. Avrupa Birliği'nin beşeri ilaçlarla ilgili mevzuatına uyum sağlaması amacıyla hazırlanan yönetmelikte, maddeler aslında çok açık dile getirilmiş. Örneğin, bilimsel ve eğitsel faaliyetler başlığı altında, "İlaç şirketleri hekimlere verecekleri kongre desteğini sadece kongre kayıt ücreti, ulaşım masrafı ve konaklama ücretiyle sınırlı tutmalı ve bu destekler turistik seyahat haline getirilmemeli. Bu destekler ve kongreye katılacak hekimler kurum amirleri tarafından adil olarak belirlenmelidir. Hekimlerle ilaç şirketleri arasında hekimin reçete yazım tarafsızlığını değiştirme potansiyeline sahip hiçbir direk ilişki kurulmamalıdır" deniyor.
O dönemde Sağlık Bakanlığı ile Başbakanlık Etik Kurulu arasında konunun çerçevesinin belirlenmesi amacıyal birtakım yazışmalar yapılmış. Ancak, şu anda kimse yönetmeliğin akıbetinin ne olduğunu bilmiyor. Dolayısıyla yönetmeliğin sümen altı edilerek rafa kaldırılmış olması, bir manada unutturulmaya çalışılmış olması muhtemel. Hazır gelişmiş ülkeler bu konuda yeni ve önemli adımlar atıyorken, biz de ilgili kurumlara sorsak sahi ne oldu o yönetmelik?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder