Kıbrıslı işadamının en büyük rakibi Türk işadamı

Kıbrıs’ta çözüm için artık sabırlar tükeniyor, ya çözüm olacak ya da ilelebet bir çözümsüzlük hali. BM’nin kolaylaştırıcılığında yapılan şimdiki görüşmeler için de “son fırsat” deniyor. KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu ve Kıbrıs Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Dimitris Hristofyas ile geçtiğimiz günlerde New York’ta biraraya gelen BM Genel Sekreteri Ban Ki-moon, son duruma ilişkin raporunu yayımladı. 30 kasımda BM Güvenlik Konseyi’ne sunacağı raporunda Ban Ki-moon, iki yılı aşkın süredir yılan hikâyesine dönen müzakere sürecinde bir uzlaşma sağlanamaması halinde, müzakerelerin ölümcül şekilde başarısız olması yönünde ciddi risk bulunduğu uyarısı yaptı.
Bu açıklama, BM’nin çözüm için somut adımlar beklediğine yönelik önemli bir işaret olarak değerlendirilebilir. Taraflar için 2011’in ocak ayında yine BM ile birlikte yapılacak Cenevre görüşmesi kritik, önemli bir dönüm noktası olacak.
Bu uyarının hemen ardından bir açıklama yapan Almanya Başbakanı Angela Merkel, Kıbrıs sorunu nedeniyle 2011’de Türkiye’nin AB ile müzakerelerde zor bir döneme gireceğini belirterek, arabuluculuk önerdi. Bu amaçla Merkel, yılbaşında Güney Kıbrıs’a gitmeyi planlıyor. Görünen o ki, Avrupa da artık Kıbrıs meselesindeki çözümsüzlüğün kimseye fayda getirmediğinin farkında...


Bir cepten alıp diğer cebe koymak

Siyasi cephede durum böyleyken, Kuzey Kıbrıs’ta ekonomik alandaki gidişat hiç parlak değil. İronik olan Türkiye ekonomisinin rekorlar kırdığı bir dönemde Kuzey Kıbrıs’ın bu halde olması. Türkiye’nin Ada’ya yılda 600 milyon dolar seviyesinde kaynak aktardığı biliniyor. Kuzey Kıbrıs’ta bütçe dengelerinin bozulmuş olmasından dolayı bir dizi kemer sıkma önlemi alınıyor. İzolasyonlar nedeniyle ekonomik krizden çok etkilenmediği söylenen Kuzey Kıbrıs, son dönemde aslında en çok Türkiye ile rekabet ediyor. Anlatılanlara göre, en büyük rakip Türk işadamları olunca, ekonomik daralma da daha fazla hissedilir olmuş.
Yol, elektrik santrali gibi altyapı ihaleleri Türkiye’de açılıyor, Kıbrıslı işadamları bu ihalelere giremiyor, ihale şartnameleri Kıbrıslı şirketlerin ihaleye girmesine olanak sağlamıyor. İhaleye başvuru tarihleri sürekli değiştiriliyor ya da ertelemeler oluyor. Türkiye’den işadamlarının Kıbrıs’ta kurduğu şirketler ihalelere giriyor.
Kıbrıslı işadamlarına “daha rekabetçi fiyat verin” deniyor veya kendilerinde daha fazla deneyim aranıyor. Ancak, yerli işadamlarına fırsat eşitliği sunulmadığı için geri planda kalıyorlar ve rekabetçi fiyat vermekte zorlanıyorlar.
Türkiye’den yatırım gelse bile, ekonomiye çok fazla ivme kazandıran bir yönü yok, çünkü ekipman, eleman gibi gereksinimlerin hepsi Türkiye’den getiriliyor. Kıbrıs’taki araziler Türk işadamlarına projesi bile sunulmadan tahsis edilirken, yatırım taahhüdünü yerine getirmeyenlere ise ciddi bir yaptırım uygulanmıyor.


Havayolu meselesinde belirsizlik sürüyor

Kuzey Kıbrıs bu yıl turizmde de beklediğini bulamadı, hatta Kurban Bayramı döneminde otellerin doluluk oranı yüzde 40’lar seviyesinde kaldı. Ada’nın lokomotif sektörlerinden biri olmasına rağmen, hâlâ turizmde planlı, programlı bir politika uygulanmıyor. Diğer bir sorun da daha önce seyahat şirketleri için fiyat politikası belirleyemeyen iflas eden/ettirilen Kıbrıs Türk Hava Yolları’nın artık olmayışı. Bu nedenle bilet fiyatlarında kontrolsüz bir artış var. KKTC Başbakanı İrsen Küçük, Mart 2011’de bir Kuzey Kıbrıs Türk Hava Yolları kurulacağını açıklamıştı. Şirketin bir kısmı özel sektöre açılacak, devletin payı da yüzde 51’in altında tutulacaktı. Ancak, turizmciler bu şirketten pek ümitli değil, hatta bu şirketin kurulabileceğine bile inanmıyor. Bu arada, Türkiye’ye Avrupa’dan en fazla turist getiren Onur Air ve Sky Havayolları pazara girmek için başvurularına olumlu yanıt almayı bekliyor.


Kontrolsüz nüfus artışının dezavantajları

Öte yandan, Ada’da kontrolsüz bir nüfus artışı var. Bu da en büyük ekonomik ve sosyal sorun olarak ortaya çıkıyor. Kuzey Kıbrıs’ın nüfusu çeşitli hesaplamalara göre 500-550 bin civarında, bunun sadece 170 bini Kıbrıslı Türk. Bu durum başta eğitim ve sağlık olmak üzere, temel hizmetlerin verilmesinde büyük zorluk yaratıyor. Mevcut hizmet kapasitesi artmazken, hizmet alan sayısında büyük bir artış yaşanıyor. Bu nedenle Kıbrıslı Türkler sağlık hizmetini giderek artan şekilde Güney Kıbrıs’tan alıyor, çocuklarını oradaki okullara gönderiyor.
İşsizlik tüm dünyada olduğu gibi burada da büyük sorun teşkil ediyor, işsiz sayısı 15 bin civarında. Şu anda Güney Kıbrıs’tan işsizlik ödeneği alan Kıbrıslı Türk sayısı bu yılın ilk sekiz aylık rakamlarına göre 500 civarında. New York’ta yapılan üçlü zirve öncesinde Rum tarafı, KKTC’de bir nüfus sayımı yapılmasını talep etmişti. Ada’da çalışma hayatının yeniden düzenlenmesi bakımından nüfus sayımının yapılması elzem.
Yol ayrımının bu kadar keskinleştiği bir dönemde, Kıbrıs’a iyi şanslar dilemekten başka bir şey elden gelmiyor. Ya toprağın bir bölümü iade edilerek, Rumlarla siyasi eşitliğe dayalı bir gelecek kurulacak, ya da Türkiye’nin Kıbrıs’a reva gördüğü 82’nci vilayet uygulaması devam edecek.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder