Merkez sağcı, muhafazakâr TOBB tabanında Kılıçdaroğlu sevgisi

Son yıllarda yükselen laik ve ulusalcı akımların peşinden gidenler AKP’ye karşı ve hep Deniz Baykal’a rağmen CHP’ye oy verilmesi gerektiğini düşündüler. Ve öyle de hareket ettiler. Şimdi Deniz Baykalsız CHP’de, Baykal’ın yerinde adının önüne sıfatlar konarak sunulan yeni bir parti lideri var. Kemal Kılıçdaroğlu’nun Türkiye’nin temel politik sorunlarıyla ilgili yorum ve açıklamaları bundan sonra çok tartışılacak, çokça gündeme gelecektir. Esas mesele, cumartesi günkü CHP kurultayında “geçim sıkıntısı ve yoksulluk” üzerinden yaptığı, bu çağı pek yansıtmasa da, ‘ekonomi’ temelli konuşmasının iş dünyasına neler anlattığı, neler vaat ettiği. Konuşma, CHP’nin bundan sonra ekonomi odaklı bir çalışma yürüteceğinin ilk sinyallerini veriyor ancak altının epeyce doldurulması gerektiği de bir gerçek.

Parti Meclisi’nde de iş dünyasının yakından tanıdığı isimler yer alıyor. İstanbul’daki iş dünyasının yakından tanıdığı Mehmet Kaban, Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği eski Başkanı sanayici Umut Oran, Hazine eski Müsteşarı Faik Öztrak, İzzet Çetin, Hurşit Güneş bu isimlerden en dikkat çekenleri...

Haftasonu Ankara’da CHP Kurultayı’nın yapıldığı saatlerde TOBB-ETÜ Üniversitesi’nde TOBB’un Genel Kurulu gerçekleşti. Sanki TOBB yönetiminde de seçim varmışçasına hınca hınç dolu ama bir o kadar da renksiz bir Genel Kurul’du. Bu arada, Kemal Kılıçdaroğlu’nun Türk siyasetinde yeni bir soluk, yeni bir heyecan olup olamayacağını da yoklama fırsatı bulduk.

TOBB tabanı genel olarak Demokratik Parti geleneğinden gelen merkez sağ eğilimli, ağırlıklı olarak muhafazakâr, iktidarla çekişmekten uzak duran, işini bilen, havayı koklayan, değişimin ve zamanın nereye gittiğini takip eden, olabilecekleri önceden gören bir kitle. Ama böyle bir tabana rağmen, Kılıçdaroğlu’nun bu kesimdeki kredisinin çok yüksek olduğunu söyleyebiliriz. Temkinli duran bazı istisnalar hariç olmak üzere Kılıçdaroğlu’na önemli ölçüde yakınlık duyan, şans verilmesi gerektiğini ve onun Türk siyasetine yeni bir renk katacağını düşünen işadamı sayısının az olmadığını söylemek abartı olmaz. CHP’nin seçkinci ve klasik kadrolarını yenileyerek bir şeyler yapabileceğine inanılıyor. Bir değişim talebi olduğunun göstergesi ama en çok duyduğumuz söz: “Bekleyip görmek lazım.”

Eğer CHP’nin Kurultayı daha önce yapılsaydı ve Kılıçdaroğlu CHP Genel Başkanı olarak TOBB Genel Kurulu’na katılsaydı, böyle bir tabana rağmen en büyük alkışı herhalde Kemal Bey alırdı...

TÜSİAD da, ilk açıklamalarında Kılıçdaroğlu’nun konuşmasının umut verdiğini kaydetti. TÜSİAD Başkanı Ümit Boyner, iyi dileklerini dün de yineledi ancak Boyner’in Kılıçdaroğlu’nun vaatleri arasında dikkat çektiği alanlar ekonomiden ziyade, seçim barajının indirilmesi, siyasi partilerin demokratikleştirilmesi, kuvvetler ayrılığı ilkesinin güçlendirilmesi, kamu harcamalarına yönelik hesap verme adabı gibi başlıklar oldu.

Tabii, tüm bu iltifatlar, Kılıçdaroğlu’nun konuşmasının ekonomiyle ilgili bölümlerinin her yerinden popülizm döküldüğü gerçeğini yok etmiyor.


İnfomag
dergisi mayıs sayısında partilere iktidar olursanız ekonomi politikalarınız ne olacak diye sormuştu. CHP’nin dikkat çektiği konular, “Ulusal sanayinin yabancılaşma sürecinden vazgeçilecek. KİT’ler tam anlamıyla özerkleştirilecek. Gerçekçi bir kur politikası uygulanacak. Kısa süreli yabancı sermaye giriş çıkışlarından vergi alınacak. 10 yıl içinde ekonomide kayıtdışılık yüzde 20’ye indirilecek. İşsizlik yüzde 5’in altına düşürülecek” gibi başlıklar içeriyordu. Dergi, bu söylemleri ekonomist ve akademisyenlere sordu, onlar da CHP’nin MHP ve SP’nin dahi gerisinde kaldığını söylüyorlardı.

Olur da bir gün CHP iktidar olursa, Kılıçdaroğlu, eski yönetimin ekonomi politikalarına dönüş yapmaz, iş dünyasının önünü açacak somut ve gerçekçi öneriler getirir, işadamlarının iltifatlarına her zaman mazhar olur da, umarız Türkiye bir daha Kemal Derviş’i çağırmak zorunda kalmaz...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder