Krizde 20 ülke gezdi, yeni projeler yarattı

Küresel kriz, tüm dünyayı mevcut iş yapma modellerini yeniden gözden geçirmeye ve krizin yarattığı değişime hazırlanmaya itti. Özellikle gayrımenkul sektöründe ne yaparsam satarım anlayışı da artık sona erecek gibi görünüyor. Bu değişimle ilgili kafa yoranlardan biri de İnanlar İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Serdar İnan. Krizin başladığı dönemden bu yana 20 ülkeyi gezen ve buralarda incelemelerde bulunan İnan, bu sürede üç ülkede de temsilcilik açmış.

2005 ve 2006 yıllarının gayrımenkul sektörünün tavan yaptığı yıllar olduğunu ve özellikle 2007’de çok fazla proje üretildiğini kaydeden İnan, “2008’de de kriz yaşandı. Gayrımenkul pazarı krizlerde ilk bozulur, en son düzelir. 2007’de biz elimizdeki tüm projeleri bitirmiştik. 2008’de yeni işe girmedik. Ama şimdi yedi projeye birden start veriyoruz” dedi.


Bazı şeyler güvenliğin önüne geçecek


Artık etkileşim çağının başladığını ve bu dönemin mimari yapılarını yapmanın kime nasip olacağının şimdilik bilinmediğini kaydeden İnan, “Umarım bu Türkiye’ye nasip olur. Bundan sonra binalar daha insani olacak, insanı daha çok mutlu edecek yapılar inşa edilecek. Çünkü böyle bir gereksinim var. Toplumda şu anda güvenlik çok önemli. İnsanlar çok iyi bir şey yaptığını sanarak site denen gettolarda yaşıyor. Şu anda bu projeler satıyor ama gelecekte bazı şeyler güvenliğin önüne geçecek” dedi. Şu anda Türkiye’de oluşan konut fazlası şu anda 100 bin adet olduğunu belirten İnan, özellikle İstanbul’da oluşan konut stoku fazlasının dış mahallelerde gerçekleştiğine dikkat çekiyor. İnan, “Şu anda İstanbul’da konut üretilmesine gerek yok” dedi. Birçok kişinin krize yarı yolda yakalandığını söyleyen İnan, bu yüzden sektörde çok fazla indirimli proje satışı yapıldığını vurguladı.

İstanbul’a kademeli olarak ve 25 milyon nüfusa göre imar planı yapılması gerektiğini belirten İnan, “İstanbul’a şu anki haliyle en fazla 8 milyon kişi yerleştirilebilir. Ormanlarda 0,5 imar planı çıkarmak lazım. Ormanları denetimli olarak imara açarak ormanları yaşanan yerler haline getirmek mümkün. O zaman şehir içindeki yoğunluk da azalır” dedi.


Ekolojik projelere başlıyor


Yeni projeleri kapsamında Akfırat ve Güzelce’de ekolojik projeler yapacaklarını dile getiren İnan, şöyle devam etti: “Bu projelerde dış cepheler özel bir camla kaplanacak. Binalar güneş enerjisi ile ilkbahar ve sonbaharda başka yakıt kullanmadan kendi ısıtmasını kendi yapacak. Binalar kendi elektriğini kendi üretecek. Bunların yanı sıra Fatih, Merter, Kartal ve Zekeriyaköy’de de konut projeleri planlıyoruz. Bu arada Edin Grubu ile Balmumcu’dai Aşçıoğlu ile de Fulya’da ortak yeni projeler yapacağız. Antalya Kundu’da bir projemiz var ama onu beklemeye aldık. Bu Batı Avrupalı ve Ruslara hitap eden bir proje olacak. Ancak küresel kriz nedeniyle onu şimdilik beklemeye aldık. Şartlar düzeldiğinde hayata geçecek.”

Bahreyn, Abu Dabi, Doha, Cidde, Dubai gibi şehirlerin artık yıldızının sönmeye başladığını ifade eden İnan’a göre, İstanbul yıldızı parlayanlar arasında. İstanbul ve Türkiye’nin iyi pazarlanamadığını vurgulayan İnan, “İmar planlarının dış yatırımcılara göre de düzenlenmesi lazım. Birkaç yılda 80 tane fon yöneticisi ile görüştüm.

Talep çok yüksek ama birtakım engeller nedeniyle Türkiye 100 milyar dolarlık bir pastayı kaybetti. Türkiye’nin en büyük kaynağı arsaları, arazileri. Bunları uluslararası firmalara satmanın hiçbir mahsuru yok. Ancak imar durumu ve kat mülkiyeti ile ilgili hukuksal sorunların çözülmesi gerekiyor. TOKİ, gayrımenkul üreten bir yapıdan arasa üreten bir yapıya dönüştürülmeli. Yabancılar bugüne kadar bitmiş projelere ortaklık için geldi ama Türkiye’de arsa üretmek çok zor ve yorucu bir süreç” dedi.

* * *
TÜSİAD genel sekreteri göreve hızlı başladı
TÜSİAD’ın (Türkiye Sanayici ve İşadamları Derneği) 2000 yılından bu yana Ankara Daimi Temsilciliğini yürüten Zafer Ali Yavan geçen yılın sonlarında TÜSİAD genel sekreterliğine atandı ve bu yılın ocak ayında yapılan genel kurul sonrası görevine başladı. Duyduğumuza göre, Yavan yeni görevine epey hızlı başlamış ve TÜSİAD üyelerini tek tek ziyaret ediyormuş. Bazı şehirlerde de TÜSİAD üyeleriyle 10-15 kişilik gruplar halinde toplantılar düzenliyormuş. Yıllardır unutulan TÜSİAD üyeleri bu uygulamaya bir hayli şaşırmış ve kendileri ile ilgilenilmesinden büyük memnuniyet duymuşlar.

TÜSİAD’la ilgili ikinci bir duyum ise TÜSİAD’ın bugüne kadar çeşitli konularda yayınladığı raporlarla ilgili. TÜSİAD, uzun yıllardır gerek siyaset gerek ekonomi gündemini yakından ilgilendiren raporlar yayınlıyor. Bunların kimi kamuoyunda çokça tartışıldı, kimi ise gerek politik çevrelerde ve gerekse bürokraside fazla yankı bulmadı. Gelinen noktada bu raporların daha sofistike bir hale getirilmesi, konuların fazla dağılmamasına dikkat edilecekmiş. Yani bundan sonra hedef, az ve öz rapor yayınlamak. Yine çeşitli üniversitelerle yapılan çalışmaların da, üzerinde daha ciddi çalışılan projeler haline getirilmesi hedefleniyor.

Gerçi henüz konuşmak için çok erken ama daha önce Ferit Şahenk’in başkanlığı istemediği için Arzuhan Doğan Yalçındağ’ın ikinci dönem başkanlığa devam ettiği gündeme gelmişti. Gelinen son durumda, TÜSİAD’a yakın kaynaklar Yalçındağ’dan sonra bu koltuğa kim oturur sorusunun cevabı için iki kişiyi gösteriyor: Ferit Şahenk ve Ali Koç.

* * *
‘Kalbini Sev, Kırmızı Giy’ ve ortadan kaybol
Kalp ve damar hastalıklarına dikkat çekmek için geçtiğimiz aylarda Dünya Kalp Federasyonu’nun yaklaşık 100 ülkede başlattığı “Kalbini Sev Kırmızı Giy” kampanyası Türkiye’de de gerçekleştirildi. Kampanyaya ünlüler de kırmızı kıyafet ve aksesuarları ile destek oldular. Kampanya dahilinde ünlülerin bağışladığı kıyafetler açık artırma www.gittigidiyor.com’dan satıldı ve elde edilen gelirin Türk Kardiyoloji Derneği’ne bağışlanmasına karar verildi. Kampanyaya destek veren ünlüler arasında Tarkan, Ajda Pekkan, Sibel Can, Ebru Gündeş, Beyazıt Öztürk, Hande Yener gibi sanatçıların yanı sıra Mehmet Ali Birand ve Güneri Civaoğlu gibi gazeteciler de yer aldı. Satılan ürünler arasında 910 TL ile en yüksek tutar Tarkan’ın kırmızı şifon gömleğine verilirken, ikinci 520 TL ile Ebru Gündeş’in elbisesi, üçüncü ise 375 TL ile Nil Karaibrahimgil’in elbisesi oldu. Ancak, Türkiye’nin en işlek alışveriş sitesinden açık artırma ile satılan bu eşyalardan biri olan Tarkan’ın kırmızı gömleği elde kalmış. En yüksek teklifi veren kişiden sonra başka teklif çıkmamış, ancak en yüksek teklifi veren kişi ödemeyi yapıp gömleği teslim almamış ve ortadan kaybolmuş. Bu durumda, Tarkan’ın gömleği elde kalmış görünüyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder