Hep kavgayla yer alıyoruz
1000 metrekare daha az yer aldıklarını ve daha fazla yer alabilmek için fuar yönetimiyle adeta “kavga ettiklerini” dile getiren İTO Başkanı Murat Yalçıntaş, şöyle devam etti: “65 ülkenin katıldığı fuarda milli katılım olarak Fransa ve İtalya’dan sonra üçüncüyüz. Bireysel katılımla birlikte ise altıncı sıradayız. Bu talep Türkiye’de gıda sektörünün gelişimini gösteriyor. Fuar için her zaman kavga etmek zorunda kalıyoruz. Merkez holde ve geniş alan istiyoruz. Merkez holde yerimizi aldık ama fazla metrekare alamadık. Elimizde sadece İTO’nun standı kaldı. İTO’nun standı genelde 150 metrekareden az olmazdı, bu yıl 30 metrekareye düşürdük. Yaklaşık 40 firma yer olmadığı için fuara gelemedi. Bu durum gıda ve içecek sektörümüzün gelişimini ve Avrupa’nın bizi ciddi bir rakip olarak gördüğünü gösteriyor. Sunum, paketleme, tasarım anlamında çok ciddi aşama kaydettik. Ürünlerimiz proses, hijyen, lezzet ve sunum açısından Avrupalı rakiplerinin ilerisine geçti.”Türkiye’nin 200’den fazla organik ürünü ihraç eder hale geldiğine değinen Yalçıntaş, “Kriz döneminde Türkiye’de bankacılık ve gıda içecek sektörleri büyüdü. 2009’da gıda ve içecek sektörünün büyüme oranı yüzde 4. Toplam istihdamın yüzde 26,5’ini bu sektör karşılıyor. Türkiye’nin hazır giyim ve otomotiv gibi lokomotif sektörleri var. Böyle devam ederse gıda ve içecek sektörü de Türkiye’nin stratejik sektörlerinden biri olacak” dedi. Helal gıdadaki gelişmeleri de anlatan Yalçıntaş, İslam Ülkeleri Teşkilatı’nın beş yıllık çalışmalarının bitme noktasına geldiğini, Türkiye’de de TSE’nin bir sertifikasyon sistemi hazırladığını, 2011’de yeni sistemin uygulanmasının beklediklerini kaydetti.
‘Hem 25 kuruş hem şoför yanı’ diye bir şey yok
İTO Başkanı Yalçıntaş, güncel ekonomik gelişmelere değinirken bir dönem polemik yaşadığı Devlet Bakanı Zafer Çağlayan’ın aksine Merkez Bankası ve kur politikasına verdiği desteği tekrarladı. Yalçıntaş, şunları söyledi: “Her şeye kolay çözüm bulmayı seviyoruz. Ama hayatta ‘Hem 25 kuruş, hem şoför yanı’ diye bir şey yok. Türkiye’nin sorunlarının çözümü için köklü ve orta vadeli çözümler üretilmesi lazım. Merkez Bankası, elbette rekabetçiliği arttıracak adımlar atmalı. Bunu da yapıyor zaten. Türkiye’nin enerji ithalatı meselesini çözmesi lazım. Biz diyoruz ki kurlar yükselsin. Ama ihracatımız, ithalata bağımlı. Kurları yükselttiğimizde ithal ettiğimizin ne kadarını Türkiye’de üretebileceğiz? Üretemiyorsak kurların yükselmesi ihracatçıya maliyet artışı olarak zaten geri dönecek. İhracatçı şikâyet etmekte yüzde yüz haklı. Sorunda hemfikiriz. Bütün mesele çözümün ne olması gerektiği yönünde. Türkiye’de gidişat iyiye doğru. Ama daha yapılması gereken çok şey var.”Pakistan’da ihaleleri bize versinler, parayı devlet ödesin
Başbakan Erdoğan’la katıldıkları Pakistan ziyaretini değerlendiren Yalçıntaş, şöyle konuştu: “Pakistan’a giden heyet son derece dar bir heyetti. Ben İTO ve TOBB’u temsilen katıldım. TOBB olarak Pakistan’ın yeniden yapılanması sırasında destek vermek amacıyla orada bulunduk. Pakistan için ciddi anlamda para topladık ama orada şöyle bir öneride bulunduk. Pakistan’a doğrudan para yardımı yapmayalım. İhaleleri Türk firmalara versinler, ödemeyi ise devlet yapsın. Yani ihale alındıktan sonra hak edişleri Türk devleti yardım çerçevesinde versin.”* * *
Yalçıntaş ABD’lileri teknoparka davet edecek
Nisan ayında yapılması planlanan ancak Ermeni soykırımını tanıyan yasa tasarısının kabul edilmesi nedeniyle o dönemde ertelenen ATC’nin (Amerikan-Türk Konseyi) Washington’daki 29. toplantısına İTO Başkanı Murat Yalçıntaş da katılıyor. Toplantılarda Devlet Bakanları Ali Babacan, Zafer Çağlayan ve Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül de yer alacak. Yalçıntaş, ATC’de savunma sanayii oturumunda bir konuşma yapacağını belirterek, “İstanbul’da Savunma Sanayii Müsteşarlığı ile birlikte yaptığımız teknopark var. ABD, Türkiye ile savunma sanayii konusunda stratejik ortak. İstanbul’a gelip teknoparkta Ar-Ge faaliyetlerine katılmalarını isteyeceğim” dedi.* * *
Kahveli soda da var çiğ köfte seti de…
» SIAL’e 1988’de 10 firma ile katılmaya başlayan Türkiye’nin bu fuara katılımı 2000 yılıyla birlikte ivme kazandı. 2008’de 2006 metrekare alanda fuarda yer alan Türkiye, bu yıl yaklaşık 4500 metrekare alanda temsil ediliyor. 2008’de 150 bin kişinin ziyaret ettiği SIAL’e 2010’da katılan ülke sayısı 65.» Fuar katılımcılarına verilmek üzere 4000 tane kartondan çanta yaptırıldı. Yine fuara katılanların yaka kartı askılığı için İstanbul Ticaret Odası sponsor oldu, tüm yakalıklarda SIAL ve Turkey ibareleri yer aldı.
» SIAL’de Türk firmaları birçok yeni ürünü sergiledi. Sarıkız sodalarını üreten Alasu Gıda, dünyada bir ilk olan kahve aromalı madensuyunu tanıttı. Emin Gıda, 30 çeşit baharatla saf zeytinyağından oluşan sosu ve içinde eldiveni bile olan katkısız çiğ köfte setiyle dikkat çekti.
» 130 yıllık, güllaç ve kemalpaşa tatlısı üreten Saffet Abdullah, Avrupalılara güllacı sevdirdi, Almanya’ya ihracata başladı. Ürün, çabuk enerjiye dönüşüp çabuk vücuttan atıldığı için zayıflamaya yardımcı olduğu için tercih ediliyor. Hacıbozanoğulları, kuru baklava ile Fransız marketlerine girdi. Şirket ilk etapta haftada bir ton ürün gönderecek. Baklavayı Fransızlara sevdirmek için marketlerde stant kurarak tanıtım yapacak olan şirket, ABD pazarı için de görüşmelerini sürdürüyor. Kafkas Şekerleme ise, Fransızların damak tadına uygun hazırlanan kestaneşekeri üretiyor. Şirket, Noel döneminde ülkedeki kestaneşekeri tüketiminin yüzde 30-35’ini karşılıyor.
» Aytaç Gıda, Avrupa’nın Türkiye’den işlenmiş et ihracatına yönelik yasağını Belçika’da kurduğu fabrika ile deldi. Fabrikada aylık kapasite 250 ton olarak belirlenirken 10 milyon avroluk yatırımla sosis, salam ve sucuk üretilip tüm Avrupa, Afrika ve ABD’ye satılacak.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder