Türkiye Bilişim Vakfı’nın (TBV) 15’inci yılı vesilesiyle vakıf yöneticileri ve bir grup gazeteci Başkan Faruk Eczacıbaşı’nın evine davetliydik. Galata Kulesi’nin hemen yanı başında en az Galata Kulesi kadar muhteşem manzaraya sahip altı katlı bina için sadece ev demek yanlış olur. Çünkü, burası bir müze ev. Yoktan var edilmiş gerçek bir modern sanat müzesi de diyebiliriz. Bu sanatla içiçe atmosferdeki konumuz ağırlıklı olarak TBV’nin kuruluşu, Türkiye’de internet ve bilişim kültürünün nasıl oluşmaya başladığı ve gündemlerinde şu sıralar neler olduğu ile ilgiliydi.
Nisan 1995’te 1 milyon liralık banknotların piyasaya çıktığını ve vakfı kurmaya karar verdiklerinde ekonominin tepetaklak aşağıya doğru gittiğini belirten Eczacıbaşı, buna karşılık yurtdışında daha yeni ayağa kalkan internetin, arka arkaya yeni ürün ve servisleri piyasaya sürdüğünü, bu servislerin çoğunun daha çok acemice olduğunu ama çok ilgi topladığını ve dünya medyasında yer aldığını kaydederek, “Biz ise hâlâ kısır ülke gündemi ile uğraşıyorduk” dedi.
Türkiye’de girişimci insanlara ihtiyaç olduğuna dikkat çeken Eczacıbaşı, “Türkiye’de girişimci için finansman sorunu yok, finansman modeli sıkıntısı var. Uğraşılırsa sermayenin bulunacağına inanıyorum. Yeni destekleme mekanizmalarına ve yaygınlığa ihtiyaç var” dedi.
Vakfı ‘kayıp’ yıllarda kurduk
Vakfı kurmaya karar verdikleri dönemin ekonomik kriz dönemine denk geldiğini ve internetin dünyada konuşulmaya başlandığı dönemlerde Türkiye’nin kısır ülke gündemleriyle uğraştığını söyleyen Eczacıbaşı, o günleri şöyle anlatıyor: “Koalisyonlar devriydi. Türkiye’de interneti bilen kimse yoktu, çok az kişi biliyordu. Biz başka şeyler konuşmak istiyorduk ama kısır gündeme takıldı kaldı. Müthiş gelişmeler oluyor, internet diye bir şey çıktı. Faydalı olduğunu biliyorduk. Duyurmamız gerekiyordu, Ankara’ya anlatmamız lazımdı ve Mayıs 1995’te Vakfı kurduk. 1990’lar kayıp yıllardı. Ekonomideki verimsizlik ve savurganlık had safhadaydı. Arka arkaya iki ağır devalüasyon yaşandı, çok sayıda işletme iflas etti, pek çok kalifiye insan işsiz kaldı.”Nisan 1995’te 1 milyon liralık banknotların piyasaya çıktığını ve vakfı kurmaya karar verdiklerinde ekonominin tepetaklak aşağıya doğru gittiğini belirten Eczacıbaşı, buna karşılık yurtdışında daha yeni ayağa kalkan internetin, arka arkaya yeni ürün ve servisleri piyasaya sürdüğünü, bu servislerin çoğunun daha çok acemice olduğunu ama çok ilgi topladığını ve dünya medyasında yer aldığını kaydederek, “Biz ise hâlâ kısır ülke gündemi ile uğraşıyorduk” dedi.
Sektörde eleman açığı var
Sohbette Türkiye’deki işsizlik sorununa dikkat çeken Eczacıbaşı, “Türkiye’de işsizlik var ama bilişim sektöründe de istihdam açığı var. En yoğun işsizliğin yaşandığı sektörlerin başında bilişim geliyor. Benim açımdan kıdemli insanların işsiz olması daha büyük sorun. Gençler bir şekilde iş buluyor” dedi.Mühendis devşirme eğitimi
Şirketlerin pek çoğu kriz döneminde eleman alımını ya durdurdu ya da eleman azaltımına gitti. Ancak, bilişim sektöründe bunun tam aksi bir durum var. Sektördeki eleman arayışı hızla artıyor. Firmalar, tecrübeli eleman tercih ederken, başta yazılım uzmanı olmak üzere veri tabanı uzmanı, proje yönetmeni ve iş analisti arayışlarını arttırıyor. Sektörde 250 unvan, 50’ye yakın da meslek grubu var. Kıdemli insanların işsiz olmasının gençlere oranla daha zor olduğunu dile getiren Eczacıbaşı, “Sektörde 100 bin kişiye ihtiyaç var. Bilgisayar mühendisliği bölümünden mezun olanlar sektörün ihtiyacı olan sayının çok altında. İş-Kur ile bir çalışma başlatıyoruz. Diğer mühendislik fakültelerinden mezun olanları 18 aylık bir eğitimden geçirdikten sonra sektöre kazandırmak istiyoruz” dedi. Mühendislik fakültelerinin son iki yılının yoğun olarak mesleki eğitime ayrıldığını dile getiren Eczacıbaşı, “18 aylık süre de buna yakın bir süre. Bu kişilerin mühendislik nosyonu var, matematik biliyor. Bu insanları sektöre devşiriyoruz. Eğitimden geçecek olanlar her yaşta olabilir” dedi.Türkiye’de girişimci insanlara ihtiyaç olduğuna dikkat çeken Eczacıbaşı, “Türkiye’de girişimci için finansman sorunu yok, finansman modeli sıkıntısı var. Uğraşılırsa sermayenin bulunacağına inanıyorum. Yeni destekleme mekanizmalarına ve yaygınlığa ihtiyaç var” dedi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder