Gıda etiketleri değişecek, kontrol tüketiciye geçecek

Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, Türk Gıda Kodeksi Gıda Maddelerinin Genel Etiketleme ve Beslenme Yönünden Etiketleme Kuralları Tebliği’nde yeniden değişikliğe gidiyor.
Gıda etiketlerine köklü bir standardizasyon getirmeyi amaçlayan bu yeniliklerle, etiket üzerinde açık, anlaşılması kolay ve kullanışlı bilgiler yer alacak. Tüm dünyada bu alanda yapılan çalışmaların temelini Dünya Sağlık Örgütü’nün özel sektöre yönelik yaptığı “doğru, anlaşılır ürün ve beslenme bilgileri sunma” çağrıları oluşturuyor. Şimdi, Türkiye’de de bu yönde çalışmalar var. Bu amaçla geçen hafta Ankara’da sektörü bilgilendirmek için bir toplantı yapıldı. Yenilenmiş Etiketleme Tebliği’nin 13 kasımda yürürlüğe girmesi bekleniyor. 2011 yılı içinde de gıda etiketlerinin hepsinin değişmesi planlanıyor.
Niyetler arasında beş yıl içinde ilköğretim çağındaki çocuklara okulda müzikle beslenme konusunun anlatılması var. Ayrıca, obezite ile mücadelede de önemli bir yöntem olarak kullanılması düşünülüyor. Avrupa ülkeleri başta olmak üzere pek çok gelişmiş ülkede tüketime sunulan gıda ürünlerinin etiketlerinde içerik ve bu içeriğin oranları eksiksiz şekilde yer alıyor. Bu konu, hem temel bireysel haklar hem de toplum sağlığı açısından son derece önemli.

Beş özellik mutlaka yer alacak

Değişiklikle birlikte gıda etiketlerinde yer alacak küçük bir dikdörtgen kutu içinde o ürünün günlük kullanımına karşılık gelen miktarı ve besin değeri yazılacak, örneğin “Bu ürün günlük kalori ihtiyacının X kadarını karşılar” denecek. Enerji ve besin ögeleri 100 gr. veya 100 ml. şeklinde verilecek. Sağlıklı bireyler için günlük olarak alınması tavsiye edilen besin ögeleri miktarı, beslenme referans değeri olarak gösterilecek. Enerji, şeker, toplam yağ, doymuş yağ, tuz/sodyum miktarından oluşan beş özellik mutlaka etikette yer alacak. Protein ve lif ilave olarak verilebilecek.
Besin ögesi, beslenme beyanı, beslenme referans değeri, çoklu doymamış yağ asitleri, lif, sağlık beyanı, prebiyotik ve probiyotik bakteri tanımları değiştirilecek. Protein, karbonhidrat, yağ, lif, sodyum, mikro besin ögesi olan vitamin ve minerallerle bu gruplarda yer alan ögeler, besin ögesi olarak etikette gösterilebilecek. Bir gıdanın içerdiği enerji, besin ögeleri veya diğer ögeleri nedeniyle beslenme açısından yararlı özelliklere sahip olduğunu doğrudan ya da dolaylı olarak belirten ifade beslenme beyanı olarak tanımlanacak.
Öte yandan, gıdaların porsiyon büyüklüklerini içeren yeni bir ek oluşturulacak. Porsiyon büyüklüklerinin belirlenmesindeki temel amaç piyasada yer alan aynı kategorideki ürünlerin etiketinde yer verilen porsiyon büyüklüklerinin standart hale getirilmesi.

Üretimde rekabet artacak

Bu gelişmenin alışveriş ve tüketim alışkanlıklarını köklü şekilde değiştirmesi bekleniyor. Bu noktada üreticiler arasında yaşanan rekabete de farklı bir boyut gelecek. Örneğin, tüketici daha az yağ oranı içeren ürünü tercih edecek. Dolayısıyla bu durum üreticiler için büyük bir rekabet alanı olacak ve tüketici talebi doğrultusunda gıda içerikleri şekillenecek. Marketlerde bu konuyu anlatmak amacıyla stantlar kurulacak, konuyla ilgili broşürler dağıtılacak.

Etiketlerdekine inanılmıyor

Durum kamu tarafında böyle, peki tüketicinin algısı nasıl? Tüketici ne istiyor? Yapılan araştırmalar, Türkiye’de ambalaj üzerindeki unsurlara dikkat seviyesine ve nelere dikkat edildiğine yönelik ilginç sonuçlar ortaya çıkarıyor. Türkiye’de satın alma sıklığına göre en çok satılan ilk üç ürün unlu gıdalar, süt ve süt ürünleri, her türlü içecek ve paketli çay kahve. Bu üç gruptaki ürünler haftada en az bir iki kez satın alınıyor. Yeterli ve dengeli beslenme konusunda bilgi alınan kaynak, ambalaj üzerinde yer alan bilgiler. Buna rağmen tüketicilerin yüzde 22,3’ü ambalaj üzerindeki bu bilgilere güvenmiyor. Bu bilgilere güvenmeyen her iki tüketiciden biri, üretici firmaların çıkarları doğrultusunda bu bilgileri yazdıklarına inanıyor. Diğer güvenmeme unsurları da anlaşılmayan ifadelerin bulunması ve açıklamaların eksik olduğuna inanılması.

Besin değeri değil marka önemli

Tüketicilerin yüzde 28,2’si ambalajlar üzerendeki bilgileri yeterli bulmuyor. Ambalajlardaki etiketler herkesin anlayacağı dilde ve daha detaylı olursa, hem okunacak hem de yeterli olacak. Etikette en çok dikkat edilen özellikler, ürünün markası, üretici firma ve son kullanma tarihi. Yani, ambalaja verilen önem ürüne ait besin değeri ve beyanlarına ilişkin değil, marka ve kullanma süresi olarak ortaya çıkıyor. İçeriğe ilişkin olarak en çok katkı maddesi içerip içermediğine bakılıyor. Dengeli ve yeterli beslenme için günde ne kadar protein, karbonhidrat, kalori tüketilmesi gerektiğini tüketicilerin sadece yüzde 20,4’ü biliyor.
Tüketiciler açısından üzerinde iyileştirme yapılması istenen beş özellik ise şöyle: Yabancı kelimelerin açıklamaları, içindekiler bölümünün okunur büyüklükte yazılması, çocuklara uygunluğunun belirtilmesi, etiketlerdeki işaretlerin anlaşılır biçimde olması, basit ve anlaşılır beslenme bilgilerinin yer alması.
Bu değişim tüketiciye etiket okuma bilincini bir kez daha hatırlatırken, üreticiyi de daha fazla bilgilendirme için zorlayacak.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder