Antalya’ya direkt uçuş azlığı turist kaybettiriyor

Krizin turizme etkilerinin tartışılmaya devam ettiği bir dönemde, Türkiye’de turizmin önemli merkezlerinden biri olan Antalya 2010 yılını iyi geçirdi. Turizmcilere göre, özellikle markalı turizm tesisleri çok iyi bir sezon geçirdi, Türkiye’nin fiyatta hak ettiği yerde olmasıyla, hem Türkiye’nin değerini arttırdılar hem de marka değerlerini yükseltiler. Şüphesiz, bu gelişmede havaların etkisi büyük. Daha önceleri üç ay olarak bilinen yüksek sezon havaların sıcak gitmesiyle birlikte dört beş aya çıktı. Sezon uzayınca verilen fiyatlar da ona yüksek seyrediyor.
Bu yıl Türkiye turizmde rakiplerini de epeyce kıskandırmış. İngiliz Poundu ile avro yıl içinde bir dönem neredeyse eşitlenince, İngiltere’den gelen turist sayısında patlama yaşanmış. Daha önce 200-250 binlerde seyreden Antalya’ya gelen İngiliz turist sayısı bu yıl 400-450 bin civarında olmuş. Genel olarak bakarsak, bu yıl Türkiye’ye gelen turist sayısı beklentisi 26,5-27 milyon civarında. Bu rakam geçen yıl 24 milyon olarak gerçekleşmişti. Bu yıl Türkiye’ye gelen turistin 10 milyonu Antalya’ya gelmiş. 2011’de bu rakamın 11-12 milyona ulaşması bekleniyor. Türkiye genelinde turist sayısı artışı yüzde 6 iken Antalya’da artış yüzde 16. Türkiye’yi en çok ziyaret edenler sıralamasında ilk üçte İngilizler, Ruslar ve Almanlar var.

Artış gelirlere yansımıyor
Turist sayısındaki rakamlar iyi ancak bu gelirlere aynı oranda yansımıyor. Bu yıl hedef olarak konan 30 milyar dolarlık turizm gelirine ulaşılamayacak, tahminler 22,5 milyar dolarda kalacak şeklinde. Geçen yıl turistin kişi başına harcaması 700 dolarken bu rakam bu yıl 560 dolara düşmüş. Oysa, Türkler yurtdışında kişi başına 1200-1300 dolar harcıyor. Cornelia Diamond Genel Müdürü Zafer Alkaya ve Cornelia De Luxe Resort Genel Müdürü Hakan Duran, bu kriz ortamında aslında Türkiye’yi son yıllarda çokça tartışılan all inclusive (her şey dâhil) sisteminin kurtardığını söylüyor. Türkiye’nin kişi sayısındaki artış bu sayede gerçekleşirken, bu uygulamayı bırakan İspanya, Yunanistan gibi rakiplerin kaybı olmuş.

Yunanistan’a Avrupa’dan manevi destek
Öte yandan, Türkiye’nin en büyük rakiplerinden Yunanistan’a ise Avrupa ülkelerinden pozitif ayrımcılık var. Geçenlerde Londra’da yapılan ve turizmin Oscarları olarak nitelendirilen World Travel Awards’te bu yıl önemli ödüllerin çoğu motivasyon olsun diye Yunanistan’a verilmiş. Bu arada, Cornelia De Luxe Resort ve Cornelia Diamond Golf Resort&Spa Londra’dan toplam beş ödülle dönmüş.

Talep var uçak yok
Öte yandan, Avrupa’dan Antalya’ya yapılan direkt uçuş sayısındaki yetersizlik Türkiye’ye turist kaybettiriyor. Fransa, İngiltere, Almanya gibi merkezlerden Antalya’ya direkt uçuşların olmayışı özellikle golf turizmi için Türkiye’yi tercih etmek isteyenlerin kararlarını olumsuz etkiliyor. Hakan Duran’ın verdiği bilgilere göre, eylül ayının ortasından mayıs ortasına kadar golf turisti geliyor. Türkiye’ye gelen golf turisti 120 bin civarında. İngiltere’deki üç milyon golfçu yılda en az üç kez yurtdışına golf oynamaya gidiyor. British Airways’in daha önce Antalya’ya direkt uçuşu olduğunu ancak ekim ayında son verdiğini dile getiren Duran, diğer charter yapan havayollarının golf malzemelerinin ağırlığı nedeniyle golfçulara en fazla 30 koltuk verebildiğini söylüyor. THY’ye birkaç kez Antalya-Londra uçuşu konması için talepte bulunulmuş ancak henüz bir sonuç yok. Paris ve Düsseldorf’tan yapılan uçuşlar da durdurulmuş. Duran, uçak sıkıntısının Türkiye’ye turist kaybettirdiğini, bunu da THY’ye her toplantıda anlattıklarını dile getiriyor. Golf turizmi operatörleri bu konuyu Pegasus ile de görüşmüş ancak sonuç alınamamış. Cornelia, bu amaçla gelecek hafta sekiz tane golf turizmi yapan tur operatörü ile bir havayolu şirketini biraraya getirerek Antalya’da bir work shop yapacak. Gelecek yıl kasım ayında Antalya’da Dünya Golf Turizmi Operatörleri toplantısı yapılacak, 1000-1500 civarında kişi gelecek. Buradaki tesislerinin tanıtımı açısından bu toplantı önemli. Belek’teki 14 golf sahasının yüksek doluluk oranlarıyla işletilebilmesi ve dünya golfçularına pazarlanabilmesi için havayolu şirketlerinin de elini taşın altına koyması gerekiyor.

* * * * * * * * * *

WikiLeaks belgeleri ve suç imparatorlukları

WikiLeaks, dünya medyasında yer almayan fakat kapalı kapılar arkasındaki niyetlerin neler olduğunu açığa çıkarması açısından ilginç ve dikkate değer. Dünyada pek çok alanda özellikle uluslararası diplomaside bundan sonra WikiLeaks’in belgeleri sızdırmasından önce ve sonra diye bir zaman tanımlaması olacak. Belki de pek çok ekonomik ve siyasi ilişki buna göre düzenlenecek. Her ne kadar ABD başta olmak üzere siyasiler dış ilişkilerinin değişmeyeceğini söylese de, artık diplomaside kullanılan dilin değiştirilme gerekliliği bir kez daha ortaya çıkıyor. Belgeler aynı zamanda hemen her ülkede bürokraside, siyasette ve ekonomik faaliyetlerde nasıl yasadışılığa, yolsuzluğa bulaşıldığını da gözler önüne seriyor.

Film senaryosu gibi
Örneğin, belgelerden biri Afganistan’da seçkinlerin karıştığı yolsuzluklardan bahsediyor. Devlet Başkanı Hamit Karzai’nin yardımcısı Ahmet Zia Massoud’un Dubai’ye giderken 52 milyar dolar nakitle yakalanmasının ardından, Massoud’un durumu inkâr ederek görevinde kalmaya devam ettiği belirtiliyor. Ülkeye haftalık, aylık ve yıllık periyotlarda yüklü miktarlarda para girişi yapıldığının düşünüldüğü kriptolarda, 20 Ağustos 2009’da yapılan başkanlık seçimleri öncesi bankacılık sisteminden 600 milyon dolar çekildiği ve son aylarda da 200 milyon doların daha çekildiği belirtiliyor. Ya da Rusya’da siyasilerle arası iyi olan işadamları ve organize suç örgütlerinin bir mafya devleti yaratmak için nasıl birlikte hareket ettiklerini gözler önüne seriyor. Rusya Başbakanı Vladimir Putin’in ne kadar büyük ve gizli bir serveti olduğu iddia edilirken, suç dünyasının derinliklerine iniliyor. Örneğin belgelerden bir tanesinde, Rusya’da nasıl kaçak ağaç kesimi yapılıp yasadışı yollarla nasıl Çin’e satıldığı anlatılıyor. Bu işin için kurulmuş suç şebekelerinin Krasnoyarsk Bölgesi’nden her yıl yüzde 20-50 oranında ağacı keserek illegal yollarla Çin’ gönderdiği belirtiliyor.
Diğer bir dosyada ise Moskova Belediye Başkanı Yuriy Luzhkov’un bulaştığı suç dünyası en ince ayrıntısına kadar ele alınmış. Rusya’da kabul edilen bir kanun gereği 2004’ten bu yana Moskova Belediye Başkanı halkoyuyla seçilmiyor, bizzat devlet başkanı tarafından atanıyor. 18 yıl Moskova Belediye Başkanlığı yaptıktan sonra ekim ayında hakkındaki yolsuzluk iddiaları ayyuka çıkan Luzhkov, Rusya Devlet Başkanı Medvedev tarafından görevden alınmıştı.
Uzun yıllar Rusya’da pek çok projeye imza atmış olan Enka Holding’in patronu Şarık Tara’nın da Luzhkov ile olan dostlukları zaman zaman medyada gündeme gelmişti. Belgelerde, Luzhkov’un Moskova’da kurulmuş suç dünyasının en tepesinde olduğu hatta karısı Yelena Baturina’nın da çeşitli suç gruplarıyla bağlantılarının bulunduğuna dikkat çekiliyor. Moskovalıların Luzhkov’un iş yapma biçimini giderek daha fazla sorguladığı dile getirilen kriptolarda, hukuk dışı suç ortamının iş dünyasının rüşvetle çalışan bir koruma olmadan iş yapmasını engeller nitelikte olduğu ifade ediliyor. Adına “krysha” denen bu sistemin resmî ve gayrı resmî temsilcileri bulunuyor.
Uluslararası Şeffaflık Örgütü hesaplamalarına göre, Rusya’da yılda dağıtılan rüşvetin miktarı 300 milyar dolar ya da başka bir deyişle milli gelirin yüzde 18’i. Enerji şirketleriyle ilgili de pek çok iddia mevcut. İsviçre merkezli Gunvor adlı şirketin Putin’in sakladığı iddia edilen servetinin kaynağı olarak gösteriliyor. Gunvor’un Macaristan’a sattığı yakıttan varil başına normal şartlarda beş cent komisyon alması gerekirken bir dolar gibi fahiş bir komisyon aldığı öne sürülüyor ve bu komisyonun Putin’e gittiği ima ediliyor. Gunvor, önceki gün yaptığı açıklamada, Putin ile bağlantıları olduğu yönündeki iddiaları yalanladı. Belgelerde, İtalya Başbakanı Berlusconi’nin de enerji odaklı işlerde payı olduğuna dair imalar yer alıyor. Bunlar iddiaların çok az bir bölümü. Gelecek günlerde belgelerdeki iddiaların dünyanın siyasi ve iktisadi hayatına nasıl yansıyacağını hep birlikte göreceğiz.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder