TÜSİAD Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ’ın yılbaşında görevi bırakacağını açıklamasından bu yana TÜSİAD’da yeni başkan arayışı sürüyor. Üyeler arasında yapılan ankette, genel teamülün Ferit Şahenk ve Ümit Boyner yönünde olmasının ardından cuma günü yapılan Yüksek İstişare Konseyi toplantısında TÜSİAD başkanlığı için adı geçen Doğuş Holding’in patronu Ferit Şahenk, başkanlığa aday olmadığını açıkladı. Kulislerde, Tayfun Beyazıt ve Haluk Dinçer gibi isimlerin yanı sıra Ali Kibar’ın da adının geçiyor olmasına rağmen, başkanlık için en güçlü isim şimdilik Ümit Boyner gibi görünüyor.
Ancak, bu o kadar da kesin değil. Başkan kim olacak sorusunun cevabı, TÜSİAD’ın başkanlık seçiminde kritik bir önemi olan Başkanlar Konseyi’nin 18 aralıkta yapılacak toplantısında aranacak. Aralarında Bülent Eczacıbaşı, Rahmi Koç, Feyyaz Berker, Güler Sabancı, Tuncay Özilhan, Erkut Yücaoğlu ve Cem Boyner gibi isimlerin bulunduğu Başkanlar Konseyi, bu toplantıda üyeler arasında yapılan başkanlık anketinin sonuçlarını değerlendirecek. TÜSİAD’ın Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Mustafa Koç, bir süre önce yaptığı açıklamada, bu toplantıda elde edilen tüm görüşlerin istişare edileceğini söylemiş ve yeni başkanın yönetim kurulu içinden olacağı mesajını vermişti. Başkanlık için teklif götürülecek isim, bu toplantıdan sonra ortaya çıkacak.
TÜSİAD tarihinde ilk kez bir kadını başkan seçtikten sonra hemen ardından ikinci kez kadın başkan seçilmesini istemeyen üyelerin de bulunduğu duyumuna fazla kulak asmazsak, TÜSİAD üyeleri, Ümit Boyner gibi liberal bir başkan ister mi?
TÜSİAD, Türkiye’nin son dönemdeki en önemli gündem maddesi demokratik açılımla ilgili, 1997’de rahmetli Bülent Tanör’e “Türkiye’de Demokratikleşme Perspektifleri” konulu bir rapor hazırlatarak, 12 yıl önce bu konuda önemli bir adım atmıştı. Tanör, anadilde eğitim, Kürtçe televizyon, yerleşim yeri adı gibi önerilerini sıraladığı rapor nedeniyle bazı çevrelerin tepkisi almış, ancak TÜSİAD raporun arkasında durmuştu. Öte yandan, TÜSİAD, Türkiye’nin Avrupa Birliği sürecine en büyük desteği vermiş ve hâlâ da vermeye devam eden Türkiye’nin en önemli sivil toplum kuruluşlarının başında geliyor. TÜSİAD’ın yukarıda saydığımız konulardaki tutumu ve müktesebatı Boyner’in profiline çok uygun olsa da, Ümit Hanım, TÜSİAD’ın yaşlı kanadına bol gelebilir. Ümit Boyner, bugüne kadar yaptığı açıklamalarla liberal tercihini göstermiş bir yönetici. Boyner, bir açıklamasında, “Camiyle kışla arasında bir Türkiye tükendi. Aynı fikirde olmasanız da başkalarının hakları için de savaşmalısınız. Demokrasinin özü bu. Aslında demokratikleşme de böyle oluyor. Bildiğiniz doğrularla belli mücadeleleri vermek zorundasınız. Ama bu yasaklayarak ya da kutuplaşarak olmaz. Ben Türkiye’ye çok güveniyorum. Ne yapacağız, nereye gideceğiz” demişti. Bir başka açıklamasında, türbana kişisel özgürlükler bakımından olumlu baktığını belirterek, “Okumak ve eğitim, tıpkı sağlık gibi devletin vatandaşlara vermek zorunda olduğu bir konu. Ama olayın bugün yapılış biçimi o kadar acayip ki! Oysa özgürlüklerle ilgili yapılacak bir sürü şey var, mesela Alevilerle ilgili bir sürü şey yapılabilir. Ne yazık ki türban sadece bir amaç olarak ortaya kondu. Bir de tamamen dini simge haline getirildi. Verilen mesaj çok çarpık. Ve ben buna karşıyım. Yani gündeme geliş şekli ve uygulama adına yapılanlar yanlış oldu. Belki ilk başta yani 1989’da böyle yasak konmasaydı, türban simgesel hale gelmeyecekti. Şimdi zorlamaca, anayasa ile yapılınca tarafları gerdi. Bu süreç herkesi, sivil toplum örgütlerini de katarak daha farklı bir şekilde yapılabilirdi oysa” diyerek hem cesaretini ortaya koymuş, hem de hiçbir TÜSİAD üyesinin yapamadığı açıklamaları yapmıştı. Bu kadar cesur açıklamalar yapabilen, liberal bir başkana TÜSİAD’ın yer yer muhafazakâr, ağırlıklı laik ve biraz da ulusalcı üyeleri ne kadar sıcak bakar? Herkesin başkan olmamak için uzak durduğu ateşten bir gömlek haline gelen bu koltuğa kim oturacak yakında göreceğiz...
Ancak, bu o kadar da kesin değil. Başkan kim olacak sorusunun cevabı, TÜSİAD’ın başkanlık seçiminde kritik bir önemi olan Başkanlar Konseyi’nin 18 aralıkta yapılacak toplantısında aranacak. Aralarında Bülent Eczacıbaşı, Rahmi Koç, Feyyaz Berker, Güler Sabancı, Tuncay Özilhan, Erkut Yücaoğlu ve Cem Boyner gibi isimlerin bulunduğu Başkanlar Konseyi, bu toplantıda üyeler arasında yapılan başkanlık anketinin sonuçlarını değerlendirecek. TÜSİAD’ın Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Mustafa Koç, bir süre önce yaptığı açıklamada, bu toplantıda elde edilen tüm görüşlerin istişare edileceğini söylemiş ve yeni başkanın yönetim kurulu içinden olacağı mesajını vermişti. Başkanlık için teklif götürülecek isim, bu toplantıdan sonra ortaya çıkacak.
TÜSİAD tarihinde ilk kez bir kadını başkan seçtikten sonra hemen ardından ikinci kez kadın başkan seçilmesini istemeyen üyelerin de bulunduğu duyumuna fazla kulak asmazsak, TÜSİAD üyeleri, Ümit Boyner gibi liberal bir başkan ister mi?
TÜSİAD, Türkiye’nin son dönemdeki en önemli gündem maddesi demokratik açılımla ilgili, 1997’de rahmetli Bülent Tanör’e “Türkiye’de Demokratikleşme Perspektifleri” konulu bir rapor hazırlatarak, 12 yıl önce bu konuda önemli bir adım atmıştı. Tanör, anadilde eğitim, Kürtçe televizyon, yerleşim yeri adı gibi önerilerini sıraladığı rapor nedeniyle bazı çevrelerin tepkisi almış, ancak TÜSİAD raporun arkasında durmuştu. Öte yandan, TÜSİAD, Türkiye’nin Avrupa Birliği sürecine en büyük desteği vermiş ve hâlâ da vermeye devam eden Türkiye’nin en önemli sivil toplum kuruluşlarının başında geliyor. TÜSİAD’ın yukarıda saydığımız konulardaki tutumu ve müktesebatı Boyner’in profiline çok uygun olsa da, Ümit Hanım, TÜSİAD’ın yaşlı kanadına bol gelebilir. Ümit Boyner, bugüne kadar yaptığı açıklamalarla liberal tercihini göstermiş bir yönetici. Boyner, bir açıklamasında, “Camiyle kışla arasında bir Türkiye tükendi. Aynı fikirde olmasanız da başkalarının hakları için de savaşmalısınız. Demokrasinin özü bu. Aslında demokratikleşme de böyle oluyor. Bildiğiniz doğrularla belli mücadeleleri vermek zorundasınız. Ama bu yasaklayarak ya da kutuplaşarak olmaz. Ben Türkiye’ye çok güveniyorum. Ne yapacağız, nereye gideceğiz” demişti. Bir başka açıklamasında, türbana kişisel özgürlükler bakımından olumlu baktığını belirterek, “Okumak ve eğitim, tıpkı sağlık gibi devletin vatandaşlara vermek zorunda olduğu bir konu. Ama olayın bugün yapılış biçimi o kadar acayip ki! Oysa özgürlüklerle ilgili yapılacak bir sürü şey var, mesela Alevilerle ilgili bir sürü şey yapılabilir. Ne yazık ki türban sadece bir amaç olarak ortaya kondu. Bir de tamamen dini simge haline getirildi. Verilen mesaj çok çarpık. Ve ben buna karşıyım. Yani gündeme geliş şekli ve uygulama adına yapılanlar yanlış oldu. Belki ilk başta yani 1989’da böyle yasak konmasaydı, türban simgesel hale gelmeyecekti. Şimdi zorlamaca, anayasa ile yapılınca tarafları gerdi. Bu süreç herkesi, sivil toplum örgütlerini de katarak daha farklı bir şekilde yapılabilirdi oysa” diyerek hem cesaretini ortaya koymuş, hem de hiçbir TÜSİAD üyesinin yapamadığı açıklamaları yapmıştı. Bu kadar cesur açıklamalar yapabilen, liberal bir başkana TÜSİAD’ın yer yer muhafazakâr, ağırlıklı laik ve biraz da ulusalcı üyeleri ne kadar sıcak bakar? Herkesin başkan olmamak için uzak durduğu ateşten bir gömlek haline gelen bu koltuğa kim oturacak yakında göreceğiz...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder