İktidara
gelir gelmez AB’nin sorunlu ülkelerine yönelik çözüm önerileri
konusunda kendi dediğini yaptırmada maharetli Almanya Başbakanı
Angela Merkel’in sultasını sallayan Fransa’nın yeni
Cumhurbaşkanı François Hollande, bu ısrarcı tavrını çevre
meselelerinde gösteremeyecek belli ki. Sosyalist Parti’nin
cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ardından parlamento seçimlerinde
de zafer kazanmasında Avrupa Çevreci Hareketi Yeşiller Partisi
(EELV) ile Sol Cephe önemli rol oynadı. Ancak, Fransa’da genel
seçimlerin ardından yapılan kabine değişikliğinde Ekoloji ve
Sürdürülebilir Kalkınma Bakanı görevinden alınan Nicole
Bricq’in durumu ülkede ciddi bir tartışma yaratmış durumda.
17
haziran akşamı Fransa’daki seçim maratonu sonunda Sosyalistler,
ortakları Yeşiller, Sol Cephe ve Sol Radikallerle Fransa’nın
bütün siyasî karar mekanizmalarına hakim oldular. Zaferin
üzerinden çok kısa bir süre geçmişken, Hollande çok hızlı
bir hükümet değişikliğine gitti ve çiçeği burnunda Ekoloji ve
Sürdürülebilir Kalkınma Bakanı Nicole Bricq’i görevinden alıp
Dış Ticaret Bakanlığına kaydırdı. Yeşil çevrelerde olduğu
kadar parlamenter çoğunluk içerisinde de şok etkisi yapan bu
gelişmenin temel nedeni petrol lobisinin Bakan Bricq’in ayağını
kaydırması olarak özetlenebilir. Bir diğer deyişle, seçim
öncesi vaadleriyle Yeşiller’in desteğini alan Hollande, daha
başkanlığının başında petrol lobisine yenik düşerek, bu
alandaki beklentileri boşa çıkardı...
Hâlbuki
cumhurbaşkanlığı seçimi sonrası kurulan hükümette Bricq’in
çevre ve ekolojiden sorumlu bakan olması sadece Fransa’da değil,
bütün Avrupa’da büyük beklentilere neden olmuştu. Bakan Bricq,
özellikle kara ve denizde yeraltı kaynağı arama konusunda uzman.
Bricq, Fransa’nın denizaşırı kolonilerinden Güney Amerika’daki
Guyana’da, Shell şirketinin eski Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy
döneminde elde ettiği off-shore petrol imtiyazının teknik
sözleşmesini yeniden gözden geçirmek ve özellikle deniz dibine
verilen zararın asgariye indirilmesi için ek taahhüt istemiş. Bu
kararını da bütün off-shore petrol arama imtiyazlarına
uygulayacağını açıklamış. Kıyamet de bundan sonra kopmuş.
Petrol arama için yaratılacak istihdamın tehlikeye gireceği
şantajıyla Guyana vilayetinin vekillerini de ayaklandıran karar,
Hollande’dan geri dönerken bakanı da götürmüş.
Fransa’nın
Yeşil hareketi hiçbir zaman Almanya ve kuzey Avrupa ülkelerindeki
Yeşil hareketlerin seviyesine gelemedi. Hele şimdi ekonomik krizle
birlikte geçim derdine düşen Fransızlar’ın gözü uzun vadeyi
çağrıştıran çevre korumayı görecek halde değil. Hollande
yönetiminin ilk fiyaskosunun çevre üzerinden cereyan etmiş
olmasına şaşıracak bir şey yok ama Fransa’nın zayıf çevre
hareketi ve teşkil ettiği kötü örnek açısından hiç hayırlı
bir gelişme değil. Bricq’in görevden alınma şekli Hollande’ın
yönetim stiliyle ilgili eleştirileri de beraberinde getirdi. Çünkü,
görevden alma duyurusu diğer kabine üyeleriyle istişare edilmeden
yapılmış.
Kabine
değişikliğinde Bricq’in görevden alınarak, yerine Delphine
Batho’nun getirilmesi de spekülasyonları arttırdı. Batho,
göreve geldikten sonra tahmin edileceği üzere Shell, Guyana’da
gereken imzaları elde etti. Bakan Batho da, “Varolan anlaşmalar
devam edecek ama çevrecilerin talepleri de göz önünde
bulundurulacak” şeklinde orta yollu bir açıklama yapmakla
yetindi. Bricq’in selefi Sarkozy döneminin bakanı Nathalie
Kosciusco-Morizet’nin dahi, Hollande yönetiminin “petrol
şirketlerinden baskı gördüğünü” ifade etmesi, Hollande’ın
petrol lobisine yenik düştüğü iddialarını güçlendirdi.
Yeşiller
Partisi’nden Pascal Durand, “Bricq’in görevinin alınmasının
ardında gerçekten Guyana’daki anlaşma mı var bilmiyorum. Eğer
öyleyse kötü, çünkü bu hükümetin çevre konusunda ve aynı
zamanda toplum konusunda yapacaklarına dair kötü bir sinyal”
derken, ünlü Yeşil politikacılardan Noel Mamere, “Bricq,
Shell’e karşı cesaretli bir duruş sergiliyordu. Shell, Guyana’da
verdiği zararın benzerini daha sonra Grönland ve Kuzey Kutbu’nda
gerçekleştirecek” açıklaması yaptı. Shell’in Guyana’daki
temsilcisi Bruno Thome, çalışmalara gelecek hafta başlayacaklarını
kaydetti. Guyana yerel hükümeti ise Shell’in çalışmalarını
ülkede istihdam yaratacağı için kabul ettiklerini söyledi.
Bu
aralar Fransız Yeşilleri, yüzde 2.3’lük berbat bir skor elde
eden cumhurbaşkanı adayı Eva Joly’nin BM’nin Afganistan’daki
kamu harcamalarının şeffaflığı konusunda hazırlayacağı
raporu yazacak heyetin başına getirilmesiyle alay ededursun,
Joly’nin Yeşil aday yarışında rakibi olan gazeteci ve aktivist
Nicolas Hulot, Hollande’a kamu kaynağı konusunda Yeşillerin
aklına bile gelmeyen radikal bir öneri getirdi: Ulaştırma,
enerji, inşaat ve konvansiyonel tarım gibi çevreyi kirleten
sektörlerin yararlandığı yıllık 50 milyar avroluk devlet
sübvansiyonlarını kesmek ve böylece elde edilecek parayı kamu
harcamaları ve ekonomiyi canlandırmaya yönlendirmek!
Sosyalistlerin yeşil hareketten kaçışı yok!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder