Durmak yok işgale devam


Geçen hafta, yıllardır gündemde olan 2B Yasası’nın ilk bölümü TBMM’de kabul edilerek, ormanların satışının önü açılmış oldu. Bu yasa 2B alanlarının kentsel dönüşüm alanı ilan edilmesine olanak sağlıyor, aynı zamana 2B niteliğine sahip olmayan orman alanlarının da yapılaşmaya açılması anlamını taşıyor. Nehirleri HES şirketlerinin, dağları maden şirketlerinin, SİT alanlarını inşaat şirketlerinin hizmetine sunan, nükleer santral için son derece şaibeli şirketlerle iş tutan gözü kara hükümetin, sırayı ormanlara getirmesine şaşmamak lazım. Bunlar, “ekosistemin insanlığın malı olmadığı” gerçeğini, baştan sona elinin tersiyle iten, her çeşit istismara ortak eden, adalet duygusunu son derece zedeleyici uygulamalar. Doğa Derneği’nin hesaplamalarına göre, yasanın tamamının uygulamaya konmasıyla Türkiye genelinde ilk etapta 410 bin hektarlık orman alanı satışa çıkarılacak. Türkiye’de az ya da çok, sınırları içinde 2B arazisi olmayan il sayısı sadece 10. Geriye kalan 71 ilde toplam 260 bin futbol sahası büyüklüğünde 2B arazisi rantın hizmetine açılmış olacak.
Bu arada öğrendim ki, -medyada bu bilgi hemen hemen hiç yer almadı- 2B yasasını BDP dışında, tüm partiler desteklemiş, hiç itiraz etmemişler.
Bir kere işin çarpıklığı, 2B arazileri olarak adlandırılan alanların “orman vasfını kaybetmiş” alanlar olarak tanımlanmasında. Böylesi rahatsız edici bir ifadenin kimse tarafından sorgulanmaması bir yana, bu ifadenin orman alanlarının işgaliyle işgalciler tarafından ormanlar kesilerek yerine apartman, villa, fabrika yapılması ve bu alanların daha sonra işgalcilerine satılması anlamına geldiği de çoktan unutulmuş gibi. Yasaya ilişkin tartışmaların odağında, yeni orman alanlarının işgalleri için yeni bir ivme yaratıldığı var ki, son derece yerinde bir eleştiri. Bu uygulamayla TOKİ, birçok köyün sahibi olacak ve bu da kırsal yaşamın tamamen yok olmasının önünü açacak. Çünkü, orman köylülerinden kullandıkları arazinin bedelinin yüzde 70’ini istemek o araziye TOKİ’nin el koyması demek. Orman arazileri ya üzerindeki işgalciye satılacak ya da TOKİ’ye devredilecek. Topraklarına el konması suretiyle kırsal sahipsiz kalacak, Anadolu’da orman, nehir, dağ, kıyı köşe satışı için hiçbir pürüz kalmayacak. Satış işleminden gelmesi beklenen 20 milyar liranın yüzde 90’ının da kentsel dönüşüm amacıyla kullanılacağını hatırlatalım. Kalkınmanın iktidar tarafından tayin edilmiş en büyük motorunun inşaat olduğu bir ortamda, bu kanunla neoliberal politikalarla kol kola, ülke yağmaya, ranta ve talana açılmış bulunuyor. Hayırlı olsun!


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder