Arnavutluk artık kapalı kutu değil

Geçen hafta, İstanbul Ticaret Odası’nın işadamlarına Balkanlar’daki yatırım ve işbirliği fırsatlarını tanıtmak amacıyla başlattığı girişimin Arnavutluk ayağına katıldım. 50 yıl komünist rejim, ardından baskıcı bir sistemle yönetilen ve dünyayla ilişkisi kesilen Arnavutluk, çok partili demokratik sisteme 20 yıl önce geçmiş bir ülke olarak ekonomik anlamda pek çok şeye ihtiyaç duyuyor. Son sayıma göre 4 milyon 100 binlik nüfusa sahip ülkenin yüzde 70’i, çoğu Bektaşi olmak üzere Müslüman ve yüzde 30’u Hristiyan (yüzde 20 Ortodoks-yüzde 10 Katolik). Avrupa Birliği’nde serbest dolaşım hakkına sahip. Akla gelebilecek her türlü sanayi yatırımına, altyapı projelerine, konut, alışveriş merkezi gibi müteahhitlik işlerine fazlasıyla ihtiyaç var. Ülkede kamu harcamalarının son altı yılda yüzde 70’i karayolları için harcanmış. Bu harcamalar daha dört yıl sürecek. Hem hükümet hem işadamları Türklerle iş yapma konusunda istekliler. Türkiye, bu yeni gelişen ülkeden çok yüksek pay alabilir. Komşusu Yunanistan, daha çok ülkedeki bankacılık ve telekom sektörünü elinde tuttuğundan diğer alanlarda açık var.

 

Vergi sıralamasında 3’üncü

Arnavutluk’ta hükümet, gelecek altı ayda ihale edilmek üzere gündemine çok önemli ve büyük özelleştirmeler almış. Özelleştirmelerle bu pazara girmiş ve hala faaliyetlerini sürdüren pek çok örnek mevcut. Çalık Grubu, özelleştirmeden aldığı Albtelekom’la şu anda Eagle Mobile adıyla ülkede hizmet veriyor. Dört GSM operatörü arasında 3’üncü sırada olan Eagle, en hızlı gelişimi gösteren operatör. Çalık Grubu’nun BKT adlı bir de bankası var. Yine Arnavutluk’un milli havayolu şirketi Albanian Air’i özelleştirmeden Türk Evsen Group satın aldı. Şu anda Arnavutluk’un en yüksek vergi verenler listesinde ilk iki sıradaki kamu şirketlerinin ardından 3’üncü sırada yer alan Kürüm Holding, özelleştirilen demir çelik fabrikalarını satın alarak bu ülkeye girmiş. Kürüm Holding’in Arnavutluk’taki Genel Koordinatörü Zeki Kaya, 160 milyon avro yatırım yaptıkları fabrikanın piyasa değerinin 800 milyon dolar olduğunu, teklifler geldiğini ancak satmadıklarını söylüyor. Şimdi, Çinlilerle krom ve metalürji işine girdiklerini anlatan Kaya, ülkedeki ikinci en büyük krom rezervine sahip olduklarına dikkat çekiyor. Ekin Madencilik’in de bakır madenleri, Altınbaş Holding’in de Alpet markalı benzin istasyonları mevcut.

 

Özelleştirme programı çok yüklü

Hükümetin programına aldığı şirketler arasında neler yok ki? Petrol şirketi AlPetrol, sigorta şirketi Insic, demiryolları, elektrik dağıtımı, madenler, limanlar sadece birkaçı. 2 milyar tonluk karasal petrol rezervine sahip Arnavutluk’ta bu alanla birlikte doğalgaz taşıma işine talip aranıyor. Seranda, Lora ve Şencin limanları özelleştirilecek. Dört adet HES’in özelleştirmesi uluslararası ihaleyle yapılacak. Ülkenin elektriğinin yüzde 98’i HES’lerden karşılanıyor. Ülkenin su kaynaklarının sadece yüzde 40’ı işletiliyor. Drin Irmağı üzerine kamu-özel sektör ortaklığıyla bir HES projesi yapılması planlanıyor. Tiran’daki Parlamento binası yeniden inşa edilecek. Ayrıca, atık toplama ve su arıtma gibi altyapı işleri için ihaleler açılacak.
Önemli bir gelişme de şu: Balkanlarda yatırımcının çekindiği sorunların başında, girişimcinin yatırım yaptığı arazinin, komünist rejim zamanında başkalarına ait olduğunun iddia edilmesi ve tapuyla ispatlanması halinde açılan davalarda, hükümetlerin birşey yapamaması geliyordu. Arnavutluk’ta hükümet bu sorunu da çözmüş.
Arnavutluk’un liman kenti Durres ile Kosova’yı birbirine bağlayan ve inşaatını ABD’li Bechtel ile Enka İnşaat’ın birlikte yaptığı otoyola gişe konacak. Bunun işletmesine de Türkler talip olabilir. Şimdi, 1 milyar avroya malolacak ve Durres kentini Makedonya’ya bağlayacak otoyolla tünel projesi yapılacak. Tiran Büyükelçisi Hasan Aşan, Durres Limanı’nın büyük önem taşıdığını, iş dünyasının Türkiye’den Durres’e Ro- Ro seferleri yapılmasını istediğini söylüyor.

 

Siyasi kriz büyüyecek mi?

Bu arada, 8 mayısta ülkede seçim var. 2009’da yapılan seçimlerde Demokrat Parti lideri ve halen Başbakan olan Sali Berişa, o dönem oy sandıklarında yolsuzluk yapmakla suçlanmıştı. Bu seçimlerde Avrupa’dan pek çok gözlemci gelecek. Buna karşılık muhalefetteki Sosyalist Parti, Meclis’i yasal bulmadığı gerekçesiyle Meclis’i sürekli boykot ediyor, Meclis’te karar alınamıyor. Sosyalist Parti Lideri Edi Rama, aynı zamanda Tiran Belediye Başkanı. İlginçtir, AB üyeliği yolunda mesafe katetmek hem Edi Rama’nın hem de Berişa’nın seçim vaadiymiş. Ama AB entegrasyonu için gereken reformlar Parlamento çokluğu olmadığı için sağlanamıyor. 8 mayıstaki seçim nasıl bir tablo ortaya koyacak ülkede merak konusu.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder