Her kar yağdığında bir asparagas yeter

Geçen hafta Türk medyasının “amiral gemisi” Hürriyet, “Mini Buzul Çağı Geliyor” manşetiyle kendi öznel tarihinin sayfalarına içi epeyce boş bir iklim asparagası yerleştirmiş oldu. Haber, spottan şöyle anonslanıyordu: “İngiltere’de yapılan iklim araştırmasından şok sonuçlar çıktı: Dünyada 1997’den beri hava sıcaklıkları yükselmiyor. Küresel ısınma devri bitti, mini buzul çağı başlıyor.”
Bu haberin manşetten verilmesiyle, hiç sorgulamadan, acaba denmeden internet sitelerinde dalga dalga yayılması da bir o kadar hızlı oldu. Tamam, Türkiye’de insanlar okumaya, araştırmaya meyilli değil, duyduğuna, gördüğüne inanıyor da o kadar uzun boylu değil. Mevsim normali olan bir kar yağışına ilişkin tepkiler, “hani küresel ısınma vardı” algısından öteye gitmiyorsa, demek ki çevre, doğa, iklim değişikliği bilincinde alfabenin hâlâ ilk harfinde duruyoruz. 
Hürriyet’in haberinde bakıyorsunuz, kimmiş bu araştırmayı yapan, hangi bilimsel verilere dayanmış, nerede yayınlanmış, yayınlandığında üzerine nasıl bir tartışma yapılmış, tabii bu soruların cevabını bulamıyorsunuz. Çünkü, haber başta aşağı karların kapattığı yollardan, İstanbul’da yaşanan aksaklıklardan, meteorolojik verilerden oluşuyor. Haber metninde büyüteçle arayıp da bulacağınız manşetteki iddianın kaynağının ise İngiltere’deki Met Office ve East Anglia Üniversitesi olduğunu görüyorsunuz ki, konuyla ilgili detay hak getire. Hürriyet’in çok beğenip üzerine atladığı asparagasın ilk yayın sahibinin, İngilizlerin en büyük bulvar gazetelerinden Daily Mail olduğu ortaya çıkıyor. David Rose imzalı haberin başlığı ise Forget Global Warming (Küresel Isınmayı Unutun) olarak atılmış. 

Adı Rosegate olarak anılır olmuş

Gelelim zurnanın zırt dediği yere. Ömer Madra ve Ümit Şahin’in Açık Radyo’da yaptıkları program, işin sahteliğini tüm açıklığıyla ortaya döktü. Hürriyet’in Daily Mail’den aparttığı habere İngiltere’nin resmî meteoroloji kuruluşu Met Office’ten yalanlama geldi. Met Office yetkilileri, haberi yapan David Rose’un kendisine anlatılanları çarpıttığını açıkladı. Haberin pek çok hata içerdiği, üstelik yaptıkları bilimsel çalışmaların da yanlış yansıtıldığı ifade edildi. Met Office yetkililerine göre, David Rose, Met Office’in sorulara verdiği cevapların hepsini kullanmamış hatta son 15 yıldır “küresel ısınma olmadı” şeklinde bir yorum yaparak gerçekleri çarpıtmış. 
Met Office, David Rose’e gönderdiği yanıtta, “2000-2009 arasında ısınma trendinin devam ettiği açıktır ve ölçümlerin yapıldığı 1850′den bu yana en sıcak 10 yıldır. 2010 tüm zamanların en sıcak yılıdır” ifadelerinin bulunduğunu da açıklamasına eklemiş. Bu arada, şimdilerde David Rose’tan çarpıtarak yazdıkları sebebiyle olacak ki, “Rosegate” diye söz ediliyormuş. 
Bu tip haberleri Avrupa ve ABD’de yazanlar yeni değil, iklim değişikliği inkârcıları olarak tanımlanabilecek bu ekip, bu inkârı daha ideolojik bir yerden savunuyor. Son dönem yazılıp çizilenler de sistematik kampanyalarının yeni bir aşamasını oluşturuyor. Kış aylarında havaların soğuduğu, hele karın yağdığı dönemlerde, inkârcıların “buzul çağı geliyor” temcit pilavını ısıtmaları yeni değil. Dünyanın önde gelen iklim bilimcilerinin çalışmalarına göre, yeryüzünden insan tamamen ortadan kalkmadığı sürece, bir daha dünya üzerinde buzul çağı yaşanması imkânsız. 
Daily Mail’in ardından daha sözünü güvenilir bulduğumuz Rupert Murdoch’un gazetesi Wall Street Journal’da da bu inkârcılar ekibi işbaşındaydı. “No Need to Panic About Global Warming” (Küresel ısınmayla ilgili paniğe gerek yok) başlığıyla verilen haberde 16 bilim insanının imzaladığı bir metin yayımlandı. Özetle, “endişeye gerek yok, karbon salımlarına, kirletmeye devam” minvalindeki metni imzalayanlar arasında mühendisler, fizikçiler var, bir tek iklimbilimci yok.

Northern Rock’tan inkârcılığına

Wall Street Journal’ın esas itibariyle kıdemli inkârcılarının başını Matt Ridley çekiyor. Ocak ayı içinde yaklaşan! buzul çağı ile ilgili bir yazısı var. Ridley, kariyeri son derece ilginç biri. Kendisine sorulan “En tehlikeli fikrin nedir” sorusuna, “Devlet, çözüm değil sorundur” diye cevap veriyor. Ridley’in neo liberal bakış açısıyla yansıttığı devlet karşıtlığının altında özellikle her türlü düzenleyici ve denetleyici sisteme karşı olmak yatıyor ki, bu da “küresel ısınma bir balondur, bırakın bu karbon salımı işlerini filan, istediğimiz gibi doğayı kirletelim”e çıkıyor. Bugün hükümetler pek yanaşmak istemese de, şirketlere çevreyle ilgili yeni vergiler, yeni regülasyonlar getirme peşinde. Ridley, tüm bunlara karşı. Ancak, kariyerinin yakın döneminde batan İngiliz Northern Rock’ın CEO’luğu da var. Her konuda regülasyon düşmanı olan Ridley, 2007’de iflasın eşiğine getirdiği bankanın devlet eliyle kurtarılmasına elbette karşı çıkmamış.
Mini buzul çağından sonra dinozorlar da geri döner belki, yalandan kim ölmüş.

1 yorum:

  1. Bu araştırma şirketleri banada komik geliyor...İngilterede yapılan bir araştırmaya göre....Ama gerçek olan bilgi dünyanın dengesinin hızla bozulduğu.Her yer plastik.Poşetlerin petlerin ve kimyasalların pisliğine daha fazla direnemeyen bir atmosfer var.

    YanıtlaSil