Sarkozy beş saatte ne anlayacak, ne anlatacak?

Avrupa ülkeleri arasında lider ve bakan ziyaretleri o kadar sıklıkla yapılır ki kimse bu ziyaretlerin farkına bile varmaz. Ama iş Türkiye'ye gelince değişiyor. Avrupalılarla bizim yetkililer arasında görüşmeler bu sıklıkla yapılmadığından ziyaretler daha formel olur. Bu teamüle aykırı ilk ziyareti cuma günü Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy gerçekleştirecek. Türkiye'de beş saat kalacağı belirtilen Sarkozy, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile biraraya gelecek. Bu iki görüşmenin dışında başka bir buluşma öngörülmüyor. Sarkozy, Türkiye'ye gelecek gelmesine ama Fransa Cumhurbaşkanı olarak gerçekleştireceği resmi bir ziyaret değil bu. Fransa'nın dönem başkanlığını üstlendiği G-20 Ülkeleri Grubu Dönem Başkanı sıfatıyla gelecek olan Sarkozy'nin Ankara'da yapacağı görüşmelerde odak noktası, Fransa'nın G-20 Başkanlığı dönemindeki önceliklerini anlatmak ve bu konularda fikir alışverişinde bulunmak. Bu yılki G-20 Liderler Zirvesi, 3-4 Kasım 2011'de Fransa'nın Cannes kentinde yapılacak. Fransa'nın G-20 Dönem Başkanlığı'nda ele alınmak üzere Sarkozy'nin altı tane konu başlığı teklifi var: Ekonomi politikalarının koordine edilmesi, küresel makroekonomik dengesizliklerin azaltılması, finansal denetimlerin arttırılması, uluslararası alanda daha güçlü finansal regülasyon, küresel emtia fiyatlarındaki volatiliteyle mücadele, küresel yönetişimin iyileştirilmesi ve kalkınmaya yönelik çalışmalar.

Fransa Dönem Başkanlığında G-20
Fransa'da Mayıs 2012'de cumhurbaşkanlığı seçimi var. Sarkozy'nin hem içerde yeniden seçimlere hazırlanırken, dünya arenasında da ev sahibi olarak göz önünde olacağı G-20 Liderler Zirvesi, kendisi açısından hayli önemli. Küresel krizin başladığı dönemden bu yana gelişmiş ülkeler dünya ticaretinin olumsuz etkilenmemesi adına korumacılık yapılmamasını çoğu kez dile getirdiler ama kendileri korumacı önlemler almaktan geri durmadılar. G-20 ülkeleri dünya ticaretine kısıtlamalar getiren yüzlerce korumacı önlem aldı. Sarkozy'nin bu eğilimi tersine çevirmesi bekleniyor. Zira, korumacılık, G-20 ülkeleri tarafından çok ciddi bir tehlike olarak adlandırılıyor. Avrupa'nın kendi mali sorunlarının yanı sıra hemen yanıbaşındaki Kuzey Afrika'da başgösteren ayaklanma ve rejim karşıtı protestolar sonrası bölge ekonomisi de, G-20'nin radarındaki önemli bir konu olacak. Her ne kadar G-20 yaptırımı olmayan enformel bir oluşum olsa bu tür konuların ele alınması önemli. Çünkü, Birleşmiş Milletler gibi kurumların Tunus, Mısır ve Libya'da meydana gelen olaylarda nasıl sınıfta kaldığını hep birlikte gördük.

Fransa'nın askıya aldırdığı beş başlık
İkili görüşmeler sırasında Ortadoğu ile Kuzey Afrika’daki gelişmelerin ve AB sürecinin de ele alınması bekleniyor. Ancak, Türkiye ve Fransa arasındaki ilişkilerde kırmızı çizgileri oluşturan Türkiye'nin tam üyelik sürecinde Fransa nedeniyle açılamayan beş başlık ne derece gündeme gelebilecek merak konusu. Türkiye için imtiyazlı ortaklık seçeneğinde ısrarcı olan Sarkozy yönetimi, AB üyeliğiyle doğrudan ilgili olduğu gerekçesiyle tek taraflı olarak beş başlığın açılmasını bloke ediyor. Bu açılamayan beş fasıl Tarım ve hayvancılık, Ekonomik ve parasal politika, Bölgesel politika, Bütçe ve Kurumlar. Katılım müzakereleri yavaşlamış olsa da, Türk tarafı asla bu süreci durduracak adımlar atmayacak. Dolayısıyla, Almanya ve Fransa'nın başını çektiği Türkiye karşıtlığının kırılması önemli. Son dönemde yapılan açıklamalarda, Türkiye'nin AB müzakere sürecinde yaşanan tıkanıklığa ve Ankara'dan AB'ye yapılan uyarılara dikkat çekilmesi üzerine Fransız yetkililer, "Fransa, müzakere sürecinin devamına destek veriyor. Sürecin tıkanmasının iyi olmadığını düşünüyor" şeklinde bir yutturmaca geliştirmişlerdi. Sarkozy’nin ziyareti sırasında AB müzakere sürecinin devamı açısından Türkiye’nin, Rumlara limanlarının açılmasını öngören Ek Protokol'ün uygulanmasının taşıdığı öneme dikkat çekeceği de konuşuluyor.
Türkiye ile Fransa'nın siyasi ilişkileri uzun zamandır kötü. Fransa'dan Türkiye'ye cumhurbaşkanı seviyesinde en son ziyaret 1992'de François Mitterrand döneminde olmuştu. 300 dakikalık ziyaret Türk tarafını bir anlamda inciten bir tavır olsa da, gelecek dönemdeki ilişkiler açısından ümit verici olmasını temenni etmekten başka yapacak birşey yok.


Sarkozy'nin Osmanlı geçmişi

Sarkozy, 2007'de Fransa cumhurbaşkanı olmadan önce yaptığı seçim kampanyasını göçmen karşıtı, milliyetçi damarı fazlasıyla kaşıyan bir dil üzerine kurmuş, Türkiye'nin Avrupa Birliği üyeliğine karşı olduğunu pek çok kez dile getirmekten de kaçınmamıştı. Hatta göreve ilk geldiği sıralarda açıkça, "Türkiye'nin Avrupa Birliği'nde yeri yoktur, zira Asya'dadır" demişti. Daha sonraki dönemde, Kuzey Afrika da dahil Akdeniz'e kıyısı bulunan ülkeleri AB ile yakın ilişkiye sokacak bir Akdeniz Birliği kurulmasını önermiş, Türkiye'nin de burada yer alması gerektiğini savunmuştu. Yeni seçim döneminde Sarkozy, yine seçim kampanyasını Türk, Arap ve Müslüman karşıtlığı üzerine kuruyor. Türkiye'de pek gündeme gelmese de, geçtiğimiz günlerde Sarkozy, "İslam’a laik bir toplumda nasıl sınır koyacağız. İslam’dan zarar gören bir Fransız toplumunu kesinlikle kabul edemeyiz. Biz laik bir toplumuz. Laik bir ülkede, ezanın yeri yoktur" diyerek Müslümanları inciten açıklamalarda bulunmuştu.


Büyük amcası Galatasaray Lisesi mezunu
Sarkozy'nin Türkiye'ye bu denli mesafeli durmasını anlamak zor, zira Sarkozy'nin ailesinin geçmişinde Osmanlı izlerine rastlamak mümkün. Sarkozy’nin büyükbabası Benedict Mallah ve büyük amcası Ascher Mallah, Osmanlı vatandaşları olarak doğdukları Selanik’ten İstanbul’a gelmişler. Ascher Mallah, Galatasaray Lisesi’nden "pekiyi" dereceyle mezun olmuş. Bu gerçeği, Galatasaray Lisesi’nin Felsefe Öğretmeni ve aynı zamanda islam felsefesi alanında uzman Oliver Chartier çıkartmıştı. Hatta Chartier, Sarkozy için, "Üç kuşak ailesinin bir kısmının sığınma imkanı bulduğu Türkiye’nin, Avrupa ile bütünleşmesine karşı çıkıyor" demişti. Ascher Mallah’a diploması adet olduğu üzere, 14 Temmuz 1900’de dönemin Eğitim Bakanı tarafından verilmiş. Ascher Mallah Efendi diğer öğrencilerle birlikte Türk ve Fransız Edebiyatı, Arapça, Farsça, genel tarih ve Osmanlı tarihi eğitim almış. Diplomada dönemin Eğitim Bakanı'nın onayıyla birlikte o dönemki adıyla Mekteb-i Sultani'nin Müdürü Abdurrahman Şeref Efendi'nin (1894-1908) ve Ascher Mallah'ın imzaları dikkat çekerken, öğrencinin ismi diplomada "Ascher Mallah Efendi" şeklinde yer alıyor. Başkanlık seçimleri kampanyaları sırasında Sarkozy'nin ailesinin kökenlerine ilişkin pek çok tartışma yaşanmıştı. Sarkozy, bu tartışmalarla ilgili olarak, "Evet ben bir göçmen çocuğuyum, bir Macarla Selanikli bir Yunanlının oğluyum" demekle yetinmişti. Selanik'in Yunanistan'a 1912'de dahil olduğundan ise hiç kimse bahsetmemişti.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder