Fransa’yı krizden kim kurtarır yarışı



Avrupa’yı kasıp kavuran kriz, Avrupalı liderleri sahneden birer birer indiriyor, hükümetleri deviriyor, ülkelerin borç krizlerine bir de siyasi krizler eklemleniyor. Kurtarma paketleri, tasarruf önlemleri Avrupa’nın kemikleşmeye başlayan meselelerine bir türlü deva olamazken, hataların faturaları doğal olarak liderlere kesiliyor. Avrupa’nın derinleşen borç krizi karşısında bir türlü yapısal çözüm getiremeyen, günü kurtaran çözümleriyle krize neşter vuracak kararları alamayan liderler koltukları birer birer bırakırken, sürekli erken seçim takvimleri konuşuluyor. İrlanda, Portekiz, İspanya, Slovakya, Yunanistan ve İtalya derken, gözler Mayıs 2012’de seçime gidecek olan Fransa’da. Fransa ile birlikte dünya ekonomisinin lider ülkelerinden Almanya ve ABD’de de seçim var.
Kemer sıkma önlemleri ile bir yandan bütçe açığını kontrol altına çalışan bir yandan da AAA olan kredi notunu korumaya çalışan Nicolas Sarkozy Hükümeti’nin durumu gelecek seçimler açısından pek parlak değil. Geçtiğimiz günlerde biraraya gelme fırsatı bulduğum çeşitli sivil toplum kuruluşlarına mensup Fransızlar, artık ülkenin yeni bir lidere ihtiyacı olduğunu düşünüyor. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin en güçlü adaylarından olan Sosyalistlerin adayı François Hollande seçim kampanyasını başlattı. Fransız sosyalistlerinin ve Fransa solunun, Fransa’yı ve dolayısıyla Avrupa’yı etkileyebilecek önemli bir değişim sürecini başlatabileceği inancı var. Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde Sosyalistlerin adayı François Hollande Sarkozy’ye 20 puan fark atıyor. Türkiye’nin AB üyeliğine destek veren bir isim olan Hollande, yine de AB’nin Türkiye’yi hazmetmesinin zor olacağını düşündüğü için bu konuya şimdilik mesafeli.Fransa’da yapılan son anketler, Sosyalist Parti’nin Cumhurbaşkanlığı seçimini rahat bir şekilde kazanacağını ortaya koyuyor. Sarkozy’ye verilen destek ise yüzde 30’lara kadar düşmüş durumda. Krizin en yakıcı döneminde yönetime gelmesi muhtemel Sosyalistler’in aslında şimdiki hükümete göre çok farklı ekonomi politikaları yok ancak anketlerde yüzde 48’lik bir kesim Hollande’ın ekonomi politikalarının Fransa’nın geleceği konusunda daha etkili olacağına inanıyor. Aslında temelde soru şu, Fransa’da borç krizini Sarkozy mi yoksa Hollande mı daha iyi idare eder? Geçen yıl oybirliği ile kabul edilen Sosyalist Parti Programı ekonomideki verilerin son durumuna göre yeniden güncelleniyor. Program yüzde 2,5’luk bir büyüme oranı hedefiyle hazırlanmıştı, ancak son verilere göre bu oran yüzde 1’ler seviyesinde kalacak. Program bu gibi verilere göre yeniden düzenleniyor. Hollande, önseçimlerdeki kampanyasında ağırlıklı olarak kullandığı, “kamu borçlarının azaltılması ve mali dengelerin yeniden oluşturulması” söylemini sürdürüyor.
Öte yandan, New York başta olmak üzere Madrid, Londra, Atina, Frankfurt gibi kentlerde devam eden Indignados Fransızcasıyla Indignés (Öfkeliler) eylemleri henüz Paris’te çok güçlü değil. Eylemciler, geçtiğimiz günlerde Paris’in Wall Street’i denebilecek La Défense’i işgal etti. Şimdilik sesleri pek gür çıkmasa da, seçimlere uzanan süreçte işgal eylemlerinin artması ve büyük toplumsal patlamaların yaşanması bekleniyor.


Şirket iflasları başladı

Geçtiğimiz günlerde Fransa Başbakanı Francois Fillon, ülkenin bütçe açığını kapatmak için 2016’ya kadar 100 milyar avro tasarruf edileceğini, iflasın artık Fransa için de soyut bir kelime olmadığını söylemişti. Bütçe kesintilerinin bir parçası olarak pek çok tasarruf önlemi alınırken, bankaların kredi musluklarını kesmesinin ardından Fransa’da şirket iflaslarının gelmeye başladığı belirtiliyor. Hatta, Fransa ile iş yapan Çinli şirketlerin de bu durumdan etkilenerek iflas ettiği söylenenler arasında. Fransa’nın iş dünyası örgütü MEDEF, şirket iflaslarının ciddiyetine dikkat çekerken, bu krizin 10 yıl daha süreceğini ve 2012-2013’ün çok daha zor geçeceğini öngörüyor. Türkiye’ye ise krizin 2013’te etki edeceği beklentisi var. Yine MEDEF’in tahminlerine göre, Almanya’nın ekonomisi durgunluk sinyalleri veriyor, bu durum Avrupa’yı 2012’de resesyona sürükleyecek. Öte yandan, Fransız iş dünyası Sarkozy’nin seçimi kaybedeceğine kesin gözüyle bakarken, “Fransa’daki büyük burjuvazinin artık Sarkozy’yi istemediği”, “Sarkozy ile Fransa’nın 21. yüzyıla devam edemeyeceği” ifade ediliyor. Sarkozy, özellikle iş dünyası nezdinde kredibilitesini tamamen kaybetmiş bir lider. Tüm bunlar Hollande’ın önünün açık olduğuna işaret.


Sol ittifakta ‘nükleer’ anlaşmazlığı

Ancak, Hollande ile ilgili sol ittifak içinde nükleerle ilgili bir pürüz var. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turunda ittifak yapması beklenen Sosyalist Parti ve Yeşiller’in nükleer santrallerle ilgili farklı tutumları ciddi bir kriz olarak değerlendiriliyor.Hollande’ın, seçilmesi halinde Flamanville nükleer santralinin yapımına devam edileceğini söylemesi Yeşiller’le Sosyalistler arasındaki ipleri gerdi. Hollande, enerji kaynaklarının çeşitlendirilmesi gerektiğini düşündüğünü, ancak gerekli güvenlik tedbirlerine uyulması halinde EPR inşaatının sürebileceğini söyledi. Yeşiller, şimdi “Hollande yeni santrallere dur demeyecekse anlaşma olmaz” kozunu ortaya sürüyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder