Almanya'nın enflasyon korkusu

Avro Bölgesi'nin içinde bulunduğu krizin çözümü için uzun vadeli stratejiler oluşturulmaya çalışılıyor ancak pek çok uzman finans sisteminin köklü şekilde reformdan geçirilmesi gerektiği görüşünde. Son günlerde liderler, Avrupa Merkez Bankası'nın para basmasını ve sorunlu ülkelerin tahvillerini almaya devam edip etmemesini tartışıyor. Bu konuda, görüş ayrılıkları geçtiğimiz aylarda Avrupa Merkez Bankası'nda istifalar getirmişti. Diğer yandan, Avrupa Merkez Bankası, borç krizinin derinleşmesiyle yükselen tahvil faizlerini kontrol altına almak üzere yaptığı tahvil alımlarına haftalık üst limit getirdi. Avrupa'daki bazı merkez bankası başkanları ve Avrupa Merkez Bankası'nın kimi yönetim kurulu üyeleri, tahvil alımlarına tümden karşı çıkıyor. Hal böyleyken, Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'nin geçen hafta para basılması teklifi, Almanya Başbakanı Angela Merkel tarafından tereddütsüz biçimde reddedildi. Almanya Dışişleri Bakanı Guido Westerwelle de, aynı yönde bir açıklama yaparak, para basmanın geçici bir rahatlama yaratacağına, enflasyonu tetikleyeceğine ve reformlara zarar vereceğine işaret etti. Ancak, tam tersi yönde, para basılması konusunda da Fransa tarafı ısrarlı. Birkaç gün önce çeşitli temaslarda bulunmak üzere Türkiye'ye gelen Fransa Dışişleri Bakanı Alain Juppe, iş, akademi ve kültür dünyasından temsilcilerle biraraya geldiği bir toplantıda, bu konuyu gündeme getirmiş.
Bir ara Ekoloji ve Kalkınma Bakanlığı da yapan Juppe'nin verdiği örnek ilginç: Almanların geçmiş tecrübeleri, bugün gündeme gelen para basma meselesine engel oluyor. 1920'lerde başlayan Almanya'nın Naziler öncesi yaşadığı güvensizlik, işsizlik, sadece bir ekmek almaya yeten bol sıfırlı banknotlar, dünya tarihinde eşine az rastlanan enflasyon rakamları ve ardından nazizmin bu dönemde Almanların isteklerini yerine getirmek vaadiyle ortaya çıkarak, umut peşinde olan halkın desteğini alması.
İnsanların yoksullaştığı, şirketlerin iflas ettiği ve halk kitlelerinin ülkenin geleceğinden kaygı duyduğu dönemler. Dolayısıyla, Almanlar, para basılmasıyla birlikte enflasyonun tırmanacağından ve geçmişte yaşananların tekrarından korkuyor. Ancak, Juppe'ye göre, para basılmamasıyla birlikte zamanla avronun gücü azalacak, ülkeler eski para birimlerine dönmek zorunda kalacak ve 550 milyonluk Avrupa üzerinde önemli bir gücü bulunan Almanya, zaman içinde bu gücünü kaybedecek. Bu tartışma belli ki daha çok sürecek. Liderler, bundan sonra aldıkları kritik kararlarla durumu ya rahatlatacak ya da daha da derinleştirecek.


* * *


Kriz varsa o zaman
biraz 'yeşillenelim'
Avro Bölgesi epey uzun zamandır finansal kriz ve kamu borçlarıyla sarsılıyor. Avrupalı liderlerin, siyasi ve mali entegrasyonu daha fazla arttırıcı tedbirler alması gereken bir ortamda, fikirleri giderek ayrışıyor, önlemlerle ilgili tartışmalar yaşanıyor. Geçen hafta Avrupa'nın borç krizinin aşılması konusunda Avrupa Yeşiller Partisi de önerilerini ortaya koydu. Yeşiller'in Paris Deklarasyonu, kısa, orta ve uzun vadede yapılması gereken 12 düzenlemeyi içeriyor. Deklarasyonun en çarpıcı tarafı, Yeşiller'in Avrupa’nın kurucu anlaşmalarının yeniden gözden geçirme çağrısı yapması. Öneriler ise şöyle sıralanıyor: "Yunanistan’ın borç yükünü sürdürülebilir kılmak, Avrupa Mali İstikrar Fonu'nu etkili bir siper haline getirmek, Avrupa bankalarını yeniden sermayelendirmek, 'Sadece kemer sıkma' yaklaşımını gözden geçirmek, Avrupa’nın mali piyasalarını güçlü bir regülasyona tabi tutmak, Vergi kaçaklarıyla mücadele ve vergi kolaylıklarını asgariye indirmek de dahil olmak üzere kapsamlı bir Avrupa vergi stratejisi geliştirmek, Avrupa Para Fonu’nu kurmak, Makroekonomik izleme çerçevesini hayata geçirmek, Güçlü ve ciddi bir Avrupa Hazinesi'nin oluşmasını sağlayacak bir Avrupa bütçesini iktisat politikalarının bir aracı haline getirmek, Avrupa için 'Yeşil New Deal' lanse etmek, AB 2020 hedeflerini istikrarla, büyüme ve mali hedeflerle aynı seviyede değerlendirmek, Karbondioksit fiyatını daha gerçekçi kılmak ve bu sayede 2020’de seragazı emisyonları azaltma hedefini yüzde 30’a yükseltmek, Mali kuruluşlara karbon stres testi uygulamak, Yasalara iklim riskini bir sistem riski olarak dahil etmek, 'yeşil endeks' kurmak, gerekirse vergi destekleri getiren yeşil bankacılığı geliştirmek, Yeşil yatırımları destekleme amacıyla Avrupa Merkez Bankası'nın yeşil bono çıkarması, yeşil yatırımlar ve şirketlerin kağıtlarını kamusal emeklilik fonlarını almaya zorunlu kılarak özel emeklilik fonlarını teşvik etmek, Nükleer ve fosil yakıtlar dışında yenilenebilir enerjiye geçişi gerçekleştirmek, Hayati iktisat politikalarında ortak karar almak, Yeni bir Avrupa için Sözleşme."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder